Ramazan'dı, trafikti, köprü onarımıydı gibi bilinen mazeretlere karşı önlem olarak maç geç saate alınmıştı, ama durum değişmedi.
Yeni transferleriyle ilk kez Arena'da taraftarının önüne çıkan Cim Bom'un hem sahada hem tribünde daha coşkulu olacağını düşünüyorduk. Fakat İstanbul'da birkaç gündür hüküm süren boğucu sıcak ve insanı yere yapıştıran nem dün akşam futbolun erken ölümünde baş etkendi.
Burak ve Ujfalujsi'nin cezaları nedeniyle Süper Kupa maçında oynayamayacak oluşları Fiorentina karşısında Terim'in iki zorunlu değişiklik yapmasına yol açmıştı. Ancak Cim Bom'un Lazio maçına oranla daha etkisiz kalışının bir başka nedeni rakibin gereğinden fazla kapanmasıydı. Fiorentina ancak ikinci yarıda sahasından çıkmayı düşündü.
Terim bu sıkıntıya acil çözüm getirebilmek için Amrabat'ı devre bitmeden oyuna aldı, ama Faslı oyuncu karşısında kaya gibi bir bek bulunca sendeledi. Orta alanda takımın iyi pas yapması Selçuk ve Emre Çolak'ın oyuna egemen olması, Hamit'in çok şeye yeten kapasitesi, Elmander'in rakibe tek başına kahramanca baskısı gibi bilinen durumlar taraftarı pek de mutlu etmedi. Bunlara Dany'nin hemen yerine oturmasını da ekleyebiliriz.
İkinci yarıda da durum pek değişmedi. Ve tadı tuzu epeyce eksik bir hazırlık maçına razı olmak zorunda kaldık. Sanki o nedenle maçın tek golü de şaka gibiydi. Umut'un epeyce uzaktan başka bir şey yapamayacağı için vurduğu topta kalecinin adeta kendini sakatlayıp golü yemesi sahalarda ender görülen olaylardandı. Bundan isterseniz bir ders çıkaralım: Topu kaleye kurşun gibi bir şutla gönderip dışarı atmak yerine ne yapıp yapıp çerçeveye vurmak çok daha önemlidir.
İlerleyen dakikalarda peş peşe değişiklikler hazırlık maçlarının bilinen görünümünü ortaya çıkardı. Terim özellikle Yekta ve Culio'dan yararlanmak istediğini gösteriyor, ancak onlar bunun değerini pek bilmez gibiler. Kaliteleri açık ama verimlerini biraz daha yukarı çıkarmaları gerekiyor. Sertleşmeleri de şart. Yoksa kulübeden çıkamazlar.
Fiorentina son 15 dakikada Galatasaray'ı biraz dağıttı, ama golü bulma konusunda hem şanssız hem de beceriksizdiler. Değişikliklerle gücü azalan Sarı-Kırmızılı takım karşısında peş peşe kazandıkları köşe atışlarıyla etkili oldular. Ama daha fazlasını yapamadılar.
Tıpkı Lazio karşılaşması gibi bu maçın da Galatasaray için en iyi tarafı, galibiyetle bitmesi oldu. İki güçlü İtalyan takımını da gol yemeden yenmek küçümsenecek bir iş değil.
Kazanmak iyidir
09 Ağustos 2012 12:05