Ukrayna karşısında yine doğru bulmadığım 'hazırlık maçı' formatına dönmüş gibiydik ama sakatlıklar nedeniyle bu biraz zorunlu sayılırdı.
Ayrıca Bulgaristan ve Portekiz galibiyetlerinden sonra Milli Takım'ın umut verici bir yola girdiği açıktı. Nitekim takımımız da bu güvenle oynadı. Maç kazanarak daha iyi hazırlık yapılacağını hepimiz öğreniyoruz.
İlk 45 dakika sadece ortaalan ve savunma idmanı yapar durumdaydık ama ilk pozisyonda golü buluşumuz yabana atılacak bir verimlilik değildi. Golde Caner'in becerisi kadar hatta daha fazlası M.Pektemek'in topu getirişinde vardı. Hücum oyuncularındaki değişikliğin yanı sıra Arda'nın ileri ikilinin arkasında denenmesi de bu bölgedeki etkinliğimizi azaltan tercihler oldu. Arda'nın ilk göze göründüğü günlerden bu yana 'Ben de teknik direktör olsam onu forvet arkası oynatırdım' dediğim çok oldu ama Avcı'nın bu yöndeki arayışı gereksiz çünkü iyi sonuç vermediği defalarca görüldü. Hamit'in çok fazla geri dönmesi, Hasan Ali'nin hemen hiç çıkamayışı, Nuri'nin beklenenin altında kalışı, Gökhan Töre'nin verimsizliği hücum yönündeki öteki sıkıntılarımızdı.
Neyse ki rakibimiz de hazırlık havasındaydı ve bu bizim işimize yaradı. Ancak Blochin ikinci yarıda hamle yaptı. Belli ki Avusturya yenilgisinin ardından üst üste iki kayıpla Avrupa Şampiyonası'na başlamak istemiyorlardı. Bizimse koskoca 45 dakikayı vakit geçirerek tamamlama düşüncemiz oyunun tek kale maça dönüşmesine neden oldu. A.Avcı da bunu görüp önlemi aldı.
Tam yemeye hazır olduğumuz dakikalarda ikinciyi bulmamız, bu dönemdeki maçlarda becerebildiğimiz en önemli işti. İlk yarıda M.Topal'ın kaptığı topu iyi değerlendiremeyişi dışında ele geçirdiğimiz ikinci pozisyonda yine golü bulmamız inanılması güç bir verimlilikti. Nuri'nin zekâsı, Tunay'ın dikkati ve M.Pektemek'in bitiriciliği bu golde gözümüzü okşadı...
Sonrasında H.Altıntop'un serbest atışının direkten dönmesi maçtaki tek talihsizliğimiz gibiydi... Savunmadaki basit hatalarımız ve topu oyuna sokmaktaki yetersizliğimiz başta olmak üzere hâlâ bir yığın eksiğimiz var ama kazanmayı becerebilmemiz sanıldığından yüz kat daha önemli. Hatta Milli Takım'ın tarihi boyunca peş peşe 5 maçın 4'ünü kazandığı başka bir dönemi hatırlamıyorum; hem de hiç yabana atılmayacak rakipler karşısında...
Abartmaya gerek yok ama bu hazırlık döneminde Avcı'nın iyi iş çıkardığını mutlaka söylemeliyiz. Bu dönem onun için de önemli bir sınavdı, takımıyla birlikte başarıyla geçti. Sonrasının daha güzel olacağına artık inanabiliriz.
Avcı iyi iş çıkardı
06 Haziran 2012 11:40