Hizmetini düzenli olarak veremeyenler, paralarını düzenli olarak alamamaktan yakındıklarında kafam karışıyor.
Karışıyor, çünkü arada bir sözleşme var ve orada paranın nasıl ödenmesi gerektiği yazılı. Ödemenin ona göre yerine getirilmesi gerek. Peki, sözleşmede yazılı olan para ödenirken, sözleşmede yazılı olan hizmet -geçerli bir özür yok iken- alınamıyorsa ne olacak? Söz gelimi Quaresma Beşiktaş’ın yaptığı 46 maçın 20’sinde yok! Sakat ya da cezalı ya da formsuz!
Görev üstlendiği 26 maçın ben diyeyim 6, hadi siz deyin 10 maçında iş yapmış. Ötekilerde tek yıldızlık oynamış! Bu oyuncu çok pahalı! Nedeni, iyi işler yapacağı umudu vermesi! Bu umudun kaynağı da adamın (En son Manisa maçında gösterdiği gibi) gerçekten büyük yeteneklerinin olması. İşte burada karışıyor kafam. Siz ona sürekli veriyorsunuz, ama o size yılda bir-iki veriyor!
Siz onun yeteneklerini satın alıyorsunuz, ama o onları sizin için kullanmıyor!
Real Madrid Ronaldo’ya; Barcelona Messi’ye büyük paralar ödüyorlar, ama o oyuncular üstün verimleriyle aldıklarından fazlasını, hem de ‘sürekli’ kulüplerine kazandırıyorlar!
Gelelim sadede:
Sorun Quaresma’da değil. Sorun onu seçmekte! Yöneticimiz futbolcu planlamasını yerli yerinde yapamıyor! Quaresma’nın ne düzeyde ve nasıl kadrolar içinde verimli olduğunu herkes biliyordu, ama Beşiktaş’a getirenler bilmiyordu! Q7, hep bu idi. Bunu görmek, kadroyu ona göre kurmak, ona göre bir para ödemek ve ödeme yöntemi uygulamak gerekirdi.
Quaresma’dan ne yarar sağladı Beşiktaş bu yıl? Birkaç güzel hareket, duygusal doyum, hepsi bu değil mi?
Bu verimsizlikteki ünlülere sahip olmak ‘büyümek’ değildir; onlarla olmaktan vazgeçmek de ‘küçülmek’ olmaz.
Ünlülerle tamam mı, devam mı?
Beşiktaş Quaresma, Simao, Almeida, Fernandes ve hatta Guti gibi ünlülere yatırım yaptı... Guti kendi düşük hızından yüksek bir lig bulmayı beklemiyordu... Hızla iflas etti. Onu bıraktı Beşiktaş. Doğru yaptı. Simao ve Almeida ‘takımca oynanabildiği’ zaman iyi iş yapabilen oyuncular olduklarını gösterdiler. Onlardan bireysel patlama ile ürün almayı beklemek yersiz. Fernandes çevresine sopalar dizseniz onları duvar yaparak tek başına oynar... Ancak havaya sokulması, önüne bir hedef konması gerek. Onu amaçsız bırakarak harcanmaması gerek... Quaresma öyle değil. Bireysel oyunu seviyor, doğası böyle. Beşiktaş’ta takım oyunu dinamizmi olmadığı için de rakiplerinin kontrolüne girip, bireysel patlamasını genellikle yapamıyor.
Uzatmayıp, öze girelim: Fernandes’i, Simao’yu, Almeida’yı bir arada dev bir güç haline getirmek için ‘takım planlamasını’ ve bunun için ‘transfer planlamasını’ doğru yapılmalı.
Quaresma ile devam edilecek ise kadro planlamasını onun üzerine kurmak gerek.
Beşiktaş’ın mevcut kadrosuna bakın...
Hücum yukarıdaki isimler üzerine kurulmuş. Onlar yoksa Beşiktaş yok!
Hücumda her yanın tek yedeği Mustafa!
Çünkü geri kalanlar Edu, Holosko, Mehmet, tüm yılı sakat geçiren kiralık Bebe!
Genel kadroda umut bağlanan gençler Tanju, Burak, Alves, Atınç, Muhammed, Umut!
Onlar için okul olmuş Beşiktaş. Oysa Beşiktaş’ın yarışmacı kadrosunun öğrenciye değil, stajını da yapmış üniversite mezunlarına gereksinmesi var. Geleceğin umutları, kadro diplomalılardan kurulduktan sonra, başka organizasyon içinde yetiştirilmeli. Orada bir-iki maçta diploma alacak hale getirilmeli.
Yeni yapılanma böyle olmalı.
Quaresma’yı ne yapmalı?
30 Mart 2012 13:45
![Quaresma’yı ne yapmalı?](https://media04.ligtv.com.tr/img/news/2012/3/30/yu.jpg)