
Beşiktaş taktik çalıştı

Fikret Orman'dan Şenol Güneş açıklaması

Beşiktaş'ta yeni sezon çalışması başladı! 3 isim dönüyor...

"Neden Merih yerine Roco transfer edildi?"

"Eğer bu gelişmeyi gösterirse Beşiktaş onu tutamaz"

Fikret Orman beIN SPORTS'a konuştu! Cenk Tosun, Atiba, Guti...

"Beşiktaş'a sezon başında gelseydi..."

Fikret Orman seçim hazırlıklarına başladı

Beşiktaş'ta transfer kararı! Yeni sezonda...
Kaleci
Defans
Orta Saha
-
7
Ricardo Quaresma Portekiz
-
17
Jeremain Lens Hollanda
-
13
Atiba Hutchinson Kanada
-
6
Gary Medel Şili
-
20
Necip Uysal Türkiye
-
23
Shinji Kagawa Japonya
-
22
Adem Ljajic Sırbistan
-
55
Gökhan Töre Türkiye
-
10
Oğuzhan Özyakup Türkiye
-
27
Orkan Çınar Türkiye
-
26
Dorukhan Toköz Türkiye
-
21
Muhayer Oktay Türkiye
-
37
Mertcan Açıkgöz Türkiye
-
44
Erdem Seçgin Türkiye
Beşiktaş
1902 sonbaharında Beşiktaş Serencebey Mahallesi'nde, o
zamanın Medine Muhafızı olan Osman Paşa'nın konağının bahçesinde, 22
kişilik genç grup, haftanın bazı günlerinde toplanıp jimnastik
hareketleri yapmaktaydı. Başta Osman Paşa'nın oğulları Mehmet Şamil ve
Hüseyin Bereket ile mahellenin gençlerinden Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali
Fetgeri, Nazımnazif, Cemil Feti ve Şevket Beyler’in aralarında bulunduğu
gençlerin ilk ilgilendikleri spor branşları, özellikle barfiks,
paralel, güreş, halter, aletli ve aletsiz jimnastikti. O sıralarda
siyasi hareketler dolayısıyla her türlü toplanmadan ürkerek hafiyeler
dolaştıran 2. Abdülhamit'in adamları Serencebey'deki bu toplanmaları
haber alınca, spor yapan gençler bir baskınla karakola götürüldü. Bu
sporcu gençlerin bir kısmının saray erkanına yakın olması, ayrıca o
dönemlerde kötü gözle bakılan futbol oynamadıkları ve sadece beden
hareketleri yaptıklarını belirtmeleriyle gergin durum yumuşadı. Hatta
saray çevresinden Şeyhzade Abdülhalim bu sporcuları destekledi ve sık
sık antrenmanları seyretmeye başladı. Ünlü boksör ve güreşçi Kenan Bey
de antrenmanlara gelerek güreş ve boks hareketleri göstermeye başladı.
1903 Mart'ında ise özel bir izinle Bereket Jimnastik Kulübü kuruldu.
1908'de Meşrutiyet'in ilanıyla sportif hareketler biraz daha serbestlik
kazandı. 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'de bulunan
Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, Hareket Ordusu ile İstanbul'a geldi.
Siyasi olaylar yatıştıktan sonra iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan
ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey'de
jimnastik yapan gençleri bularak birlikte spor yapma fikrini kabul
ettirdi. Fuat Balkan, Ihlamur'daki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi
yaptı ve Bereket Jimnastik Kulübü'nün adı Beşiktaş Osmanlı Jimnastik
Kulübü olarak değiştirildi. Böylece jimnastik, güreş, boks, eskrim ve
atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana geldi. Fuat
Bey'in arkadaşları Refik ve Şerafettin Beyler de iyi birer eskrimciydi.
Bu arada Beyoğlu Mutasarrıfı Muhittin Bey'in teşvikiyle Beşiktaş
Osmanlı Jimnastik Kulübü, 13 Ocak 1910 tarihinde tescil edilen ilk Türk
spor kulübü oldu. Semtin gençlerinin bu spor kulübüne ilgisi büyüdü ve
spor yapan üyelerin sayısı bir anda 150'ye yükseldi. Kulübün merkezi de
Ihlamur'dan Akaretler'de 49 numaralı binaya taşındı. Bir süre sonra bu
bina da küçük gelince, yine Akaretler'de 84 numaralı binaya geçildi. Bu
binanın arkasındaki bahçe de bir spor sahası haline getirildi.
Kulübün faaliyetlerini hızlandırdığı ilk dönemde futbol gölgede
kalmışsa da, 1910’ların sonundan itibaren kulüpteki atlet ve
jimnastikçiler futbola daha fazla ilgi duyup, kendi aralarında maçlar
yapmaya başladılar. O yıllarda gençliğin ilgisi futbola kaymak üzereydi
ve Beşiktaş Kulübü’nün az ilerisinde Valideçeşme ve Basiret gibi iki
güçlü futbol takımı kurulmuştu. 1911 Ağustos’unda Valideçeşme futbol
takımının başkanı ve kurucusu olan Ahmet Şerafettin Bey (Şeref Bey)
futbolcularıyla Beşiktaş Kulübü’ne katıldı. Beşiktaşlı gençlerin kurduğu
futbol takımlarını tek bir çatı altında toplamayı amaç edinen Şeref
Bey’in girişimleri sonucu, Basiret Kulübü de Beşiktaş’a katıldı. Bu
şekilde Futbol Şubesi, resmi olarak kulüpte faaliyete başladı.
Resul, Rıdvan, Behzat, Doktor Sabri, Şair Kazım, Sadi (Baltalimanı),
Doktor Mehmet, Asım, Şeref, Doktor Ali ve Fahri’den oluşan ilk futbol
takımının malzemelerinin masraflarını da İpekçi İhsan isimli bir
sporsever karşıladı. Birinci takımın yanı sıra ikinci, üçüncü, dördüncü
takımlarını da kuran futbol şubesi, kulübün Akaretler’deki bahçesinde
futbol idmanlarını hızlandırdı. Böylece futbol Beşiktaş’ta bir anda 1
numaralı spor olmaya başladı. Ancak Balkan Savaşı’nın ardından Dünya
Savaşı’nın da başlamasıyla Beşiktaş’ın sporcuları cephelere koştu ve
spor faaliyetleri yok denecek duruma geldi.
Yıllardır Beşiktaş’ın ilk renklerinin kırmızı-beyaz olduğu, Balkan
Savaşı'nın kaybedilmesinin ardından siyah-beyaz olarak değiştirildiği
söylenir. Beşiktaş tarihi ile ilgili bir çok kaynak böyle yazmaktadır.
Ancak 100. yıl belgeselinin hazırlanması sırasında yapılan ayrıntılı
araştırmalarda, kırmızı rengin kullanılmadığı, renklerin her zaman
siyah-beyaz olduğu yönündeki belgeler ağırlık göstermiştir. Beşiktaş
100. Yıl Belgeseli yapımcısı Tuğrul Yenidoğan, yaptığı araştırmalar
sonucunda bu tartışmalara noktayı koymuştur: "Osman Paşa Konağı’nda başlangıçta ferdi sporlar yapıldığından
herhangi bir forma rengine gereksinim duyulmadı. Ancak sporcuların
sayısı her geçen gün yeni katılımlarla artmaya devam edince, eğitimini
Fransız mektebinde tamamlamış Mehmet Şamil Bey kurucular heyetini
topladı. Okul günlerinde kullandığı, okulunun renklerini taşıyan rozeti
yakasından çıkardı ve gösterdi: “Bizler de tıpkı bu rozet gibi bir rozet
yaptırmalı ve Kulübümüz’de spora devam eden her azayı bu rozeti
taşımaya mecbur tutmalıyız” dedi. Toplantıya katılanlar Mehmet Şamil
Bey’in teklifini heyecanla kabul ettiler. Toplantının sonunda rozette
yer alacak kulüp renkleri de kararlaştırıldı. Tabiatın bütünüyle
birbirine zıt iki ana rengi kulüp renkleri olarak seçildi: Siyah ve
Beyaz"
Beşiktaş’ın ilk rozetinin yapıldığı tarih, Fransız mektebindeki
rozetlerden esinlenerek miladi yıl olarak “1906” yazıldı. Üstte Arap
harfleriyle “Beşiktaş” yazarken, sağda “J”, solda “K” harfleri yer aldı.
Rozetin arka yüzünde “Konstantinopolis”te yapıldığı yazılıdır ve iç
tarafında rozeti yapan ustanın mührü yer almaktadır. Rozetteki armada
yer alan yıldızın 6 köşeli olduğu dikkat çekmektedir. 2. Meşrutiyet’e
kadar (1908) bu 6 köşeli yıldız kullanılmıştır. Bu rozet, daha sonra
İskender Yakak tarafından Onursal Başkan Süleyman Seba’ya hediye
edilmiştir.
(Kaynak: bjk.com.tr)