İlk 10 dakika 90 dakikaya bedel. O ilk 10 dakikada Trabzon’un ciddi sayılabilecek baskısı var ve PSV’nin de 2 tane golü...
Sonraki 80 dakika bir ev sahibi takımın, disiplinli oyunun en güzel örneğini sergileyen rakibine karşı direnmesi, kendine boş alan bulmaya çalışması ve orta sahadaki kontrolü eline geçirme çabasıydı. Trabzon’un bu denli tedirgin, bu denli top kaybı yapmasına neden olan temel faktör PSV’nin üstün fizik gücüydü.
Elbette Hollanda takımının basit oynamayı tercih etmesi orta alanı 2 pas ve driplingle kolaylıkla geçmesiydi. PSV’nin öyle olağanüstü bireysel yıldızları yok. Olcan’ı koyun o takıma uçar gider, her maçta asist de yapar, gol de atar. Ama o PSV muhteşem bir takım oyunu performansına sahip. Herkes kendi sorumluluk alanını mükemmel kontrol ediyor ve zorda kalmadıkça topu çalımla buluşturmuyor.
OLCAN YORULUNCA...
Şenol Güneş 2. yarıda oyuna Alanzinho’yu alarak aslında çok doğru bir hamle yaptı. Orta sahadaki kontrol biraz daha fazla Trabzon’un lehine oldu bu hamleyle. Ama ilk yarıdaki çift kişilik performansı Olcan’ı yormuştu. O nedenledir ki, Alanzinho pas trafiğinde Olcan’dan yeterli desteği alamadı. Böyle olunca Burak topla buluşma şansını neredeyse hiç bulamadı. İlk yarıda da benzer sıkıntı yaşayan Burak hem iyi kontrol edilmenin verdiği baskı hem istediği pasları alamamanın getirdiği sıkıntı hem de her pozisyonda final vuruşu yapma arzusu yüzünden normal performansının çok ama çok altında kaldı.
Trabzonspor'un ligimizdeki en büyük derdi tandemi. O bölgede oynayan Giray Kaçar, Mustafa Yumlu, Glowacki ve zaman zaman da Celustka normalin çok üstünde sorun yarattılar. Dün de yenilen 2 golde de stoperlerin hataları vardı. Çok birbirine benzer bu hatalar tamamiyle hamle zamanlamasıyla ilgiliydi. Ve bu hatalar açıkçası Trabzon’a pahalıya patladı.
Bu skor PSV için büyük bir avantaj. Ama unutmayalım ki, riskli oyunu Trabzon bu sezon çok iyi başarıyor. Hollanda deplasmanında kesinlikle risk alacağına göre Trabzon, hâlâ bir tur şansı var demektir.
Savunmanın konukseverliği
17 Şubat 2012 13:05