Dünya Kupası olsun, Şampiyonlar Ligi olsun, çok önemli bir final olsun. Beni en çok ilgilendiren unsur “topa” en iyi hükmeden oyuncudur. Onun varlığı benim için “maça gitme” nedenidir. Hagi için maça gittim. Sergen için maça gittim. Oğuz hayranıydım. Maradona benim için tüm zamanların en iyisiydi.
7-0 bitmiş maç ne yazayım. Cristiano Ronaldo’dan başka.. Portekiz’in kazanmak için ilk golü atacak hamleyi ne zaman yapacağını bekleyenlerin dışında, top Ronaldo’ya gelsin de ne olursa olsun diyenler vardı bir de.
Eduardo Galeano Uruguaylı bir yazar. Oyuncuyu öyle bir tanımlamış ki, maçı anlatmak gereksiz kaldı benim için. Onun oyuncu tanımı içine C.Ronaldo’yu koyun bu maçta bir de o gözle maçı hatırlayın. Maçın içindeki tüm pozisyonlarda görünen o olağanüstü yıldızı bir de öyle düşünün.
“Yan çizgi boyunca kan ter içinde koşuyor. Bir yanda zafer onu bekliyor, göklere çıkarılacak. Öbür yanda ise mahvoluşun uçurumunda duruyor. Tüm mahalle ona gıpta ediyor. Yıldız, fabrikadan da, bürodan da kurtulmuştur.
Ona eğlenmesi için para öderler. Gazetelere televizyonlara çıkar, kadınlar onun için iç geçirir, çocuklar onu taklit eder. İş adamları onu alırlar, satarlar, kiraya verirler. Oyuncu daha fazla şöhret vaadiyle kendini akıntıya bırakır. Ne denli başarılı olur ve çok para kazanırsa tutsaklığı o oranda artar.”
C.Ronaldo! Teşekkürler.. Messi’den sonra bu oyunu bize sevdirdiğin için.
Oynatmamaya çalışan binlerce teknik adamı üzdüğün için. Umudumuzu tazelediğin için. Tekrar tekrar teşekkürler!
Teşekkürler Ronaldo!
22 Haziran 2010 12:35