Beşiktaş Avusturya’daki 3. maçını da bitirdi ve gerçeği söylemek gerekirse çok fazla umut vermedi.
Samet Aybaba, 2. yarı Toraman hariç bütün oyuncuları değiştirdi. Bu şu anlama geliyor: “Hepinize şans verdim. Kimse hoca bana yeteri kadar şans vermedi diyemez.”
Beşiktaş’ı özetlemeke gerekirse, 2 maçta da gördüğüm oyun şekli oynamaktan ziyâde oynatmamak üzerine kurulu. Yani gözler orta sahada topu ayağına aldığı zaman oyun kuracak, güzel toplar atacak, oyunu gerektiğinde yavaşlatıp hızlandıracak bir futbolcu arıyor. Böyle bir oyuncu Beşiktaş’ta var mı? Fernandes’i saymazsanız yok.
Bu sezon göze hoş gelen, keyif veren bir Beşiktaş yerine, çok koşan, mücadele eden, şartlar ne olursa olsun maçı bırakmayacak bir takım izleyeceğiz gibi..
Dünkü mücadelede City maçına oranla Uğur Boral, daha canlı ve arzulu bir görüntü çizdi. Mustafa Pektemek ileride çok yalnız kaldığı için son derece etkisizdi. Ayrıca Pektemek’i, belki yanılıyorum ama moral olarak da pek iyi görmedim.
Yine söylüyorum hazırlık maçlarının skorları benim için hiç önemli değil. Bir kaleci, bir stoper, bir orta saha, bir de santrfor alındıktan sonra Beşiktaş hazırlık maçlarında oynadığından daha iyi oynayacak ve daha iyi skorlar alabilecek bir takım hüviyetine kavuşacaktır.
Hep böyle gitmeyecek
23 Temmuz 2012 12:39