2011-12 model Beşiktaş'ta 'Savunma ile hücum arasındaki fark yaratan devamlılığı sağlayan' gizli kahraman olan Hilbert'i sakatlığından sonra bu zeminde riske etmek ne kadar doğru bir karar? Üstelik de bu riske birkaç gün sonra oynanacak şampiyonluk yarışının kader maçlarından biri öncesinde girmek, günü kurtarmak uğruna yakın geleceği ipotek ettirmek değil de nedir?
Carvalhal gerçekten de sempatik, iyi niyetli bir insan. Ancak maalesef Carvalhal sempatik olduğu ölçüde iyi bir teknik adam değil. Beşiktaş teknik direktörü daha stratejik düşünmeli. Her maç aynı diziliş ve taktikle kazanacağı yanılgısına düşmek yerine fikstür gerçeklerini de göz önünde bulundurarak her maçın kendine özgü kimyasını analiz etmeli. Formsuz, kondisyonsuz bir Q7'nin bu konjonktürde her an kırmızı kart görme potansiyeli taşıdığını hesap etmeli!
Ekrem'de bu kadar ısrar edip taraftarın ruh sağlığıyla oynamak son haftalarda Carvalhal'ın en büyük hatasıydı. İsmail sakatlanınca Tanju'yu sola çekip sağa mecburen Ekrem'i almak ise Carvalhal'ın hatasından çok bu kadar bariz bir sağ bek sorunu varken o mevkiye takviye yapmayan yönetim zihniyetinin hatası.
HEDEF NEDİR?
'Yönetim zihniyetinin hataları' demişken dün gece 'profesyonel taraftar' ile 'karşılıksız seven taraftar' arasındaki farkı cinsiyetler ötesinde herkes gördü. Maçın Beşiktaş adına tek yıldızı da o tribünlerdi. Yoksa ilk 45 dakikada maçın hakemi mi daha kötüydü yoksa Fernandes'sizlikten kıvranan Beşiktaş ilk 11'i mi, çok tartışılır! Şampiyonluk yarışındaki rakiplerinizin üst üste puan kaybettiği haftada son maçı oynamak kağıt üzerinde avantajdı.
Ancak Beşiktaş 11'i bu avantajı elinin tersiyle itti ve 8 yıldır süren 'Avantaj sana geçince taraftarını fıtık et!' taktiğiyle Beşiktaş ilk yarım saatte rakip kaleye sadece 1 isabetli şut çekebildi.
Fernandes olmayınca Beşiktaş 'takım hücumu' hedeflerin gerektirdiği yaratıcılık ve pas temposunda çok uzak kalıyor. Beşiktaş gibi büyük hedefleri olan takımlar tüm sezonu orta sahada oyun kurucu kontenjanında tek bir oyuncuyla sürdüremezler, sürdürmemeliler. Tabii bazıları için hedef 'Avrupa' Şampiyonlar Ligi'ne katılarak tarihi borcu azaltmak değilse o 'bazıları' ne yapsalar güneşi balçıkla sıvayamayacaklar. Tıpkı tribünden yükselen en anlamlı tezahürattaki gibi!
Yeter fıtık taktiği yeter!
03 Şubat 2012 12:04