Galatasaray, camianın ve taraftarın istediği takım olma yolundaki ilk belirgin adımları bu maçta attı diyebiliriz. Yeni dönemin ayak seslerini bu karşılaşmada duyar gibi olduk.
Eskişehirspor'un bu sezonki parıltısıyla birlikte bütün rakiplerin kazandığı, üstelik futbol adına ortaya birşey koymadan amaca ulaştığı haftanın son maçını oynamak kolay iş değildi. Bu tedirginliği bütün oyuncularda görmek mümkündü.
Sarı Kırmızılı takımı izleyen muhabir arkadaşlarımızın da hafta içinde değerlendirdiği gibi Fatih Terim takımın top kullanma becerisini artırabilmek için çareyi Engin olarak düşünmüştü. Onun bu beklentiye karşılık vermesinin yanında öteki oyuncuların da 'ruh gelmiş' denilebilecek mücadelesi maçın dikkati çeken yönleriydi.
Samsunspor maçında verdiği hatalı pasın gol oluşu Gökhan Zan'ı iyice yıkan etken olmuştu ama dün gece attığı golle hem o kendine geldi hem 'bu takım nasıl gol atacak?' sorusu yanıt bulmuş oldu. Golün öncesindeki ve sonrasındaki 5'er dakikalık bölümlerde Sarı Kırmızılı takımın beklenen oynama iştahı ve becerisi tribünleri keyiflendirdi. Yine de tedirginlik sürüyordu. Özellikle kaleci Aykut'un dizlerinin titrediği tribünden bile anlaşılırken ona verilen geri pasların bir sorun çıkarma endişesi büyüktü. Onun bunca zamandır bu toplara vuruş kalitesini geliştiremeyişi de artık üzerinde konuşulmaya değmez bir nokta...
İkinci yarının başında Sarı Kırmızılı takım epeydir gereksinme duyduğu şansı yanında buldu. Golü attığı pozisyonda Melo'nun hem o kadar boş kalışı, hem ofsaytta olmayışı, hem de direkten dönen topun tam ayağına gelmesi adeta bir şans zinciri gibiydi. Elbette ki onun çabasıyla bu şansı hak ettiğini söylemek de mümkün.
Sadece bu karşılaşmanın değil hemen her maçın en ilginç adamlarından biri de Sabri oluyor. Olağanüstü çabasıyla tribünlerin sevgilisi olabilecek bir adamın yıllardır son pasları iyi veremeyişi, ortaları dağlara taşlara yapması sanki kader gibi. Ne olursa olsun ondan vazgeçmek mümkün değil. Yıllardır oynamasının yanında bu takımın kaptanı olmasını sağlayan da onun Galatasaray ruhunu temsil eden son adam oluşu... İki farklı öne geçtikten sonra Galatasaray'ın ortaalanda pas yapıp tempoyu ayarlaması ve oyuna egemen olması, epeydir göremediğimiz bir özellikti. Bu 'aktif dinlenme' becerisi, Eskişehirspor'un da direncini kıran etkenlerden biriydi. Hakan Balta'nın bile oyuna katılması önemli bir yenilikti.
Kısacası, Galatasaray nihayet gelecekten iyi haberler veren bir takım olabildi. Taraftarlar mutlu günlerin şarkılarını yeniden tribünlere getirdi. Aslında bu noktaya iki ay önce Liverpool maçında gelinmişti de aradaki süre, bir bölümünün gerekliliği tartışmalı transfer rüzgarlarıyla biraz boşa geçmiş gibi oldu.
Haberiniz var mı, Galatasaray'ın averajı aylardır ilk kez artıya geçti...
Yeni dönemin ayak sesleri
27 Eylül 2011 12:13