Beşiktaş tam anlamıyla bir puan maçı oynadı. Hedefi yenilmemekti. Tüm planlar bunun üzerine yapılmıştı. Defansta çok adamla kapanıp daha sonra kazanılan toplarla rakip kalede tehlike oluşturmak.
Özelikle maçın ilk 30 dakikası bir kabustu. Sözüm ona çok adamla savunma yapıyorduk. Ne biçim savunmaysa adamlar ellerini kollarını sallayarak bom boş durumda kalecimizle burun buruna kaldılar. Panik vardı, telaş vardı. Şaşkınlık vardı... Oysa takımda deneyimli üst düzey oyuncu sayısı bir hayli fazlaydı. Gel gelelim deneyimliler bile ne yaptıklarının farkında değillerdi. Dinamo Kiev yürüyerek pozisyon buluyordu. Şans bizden yana olmasaydı daha o dakikalarda teslim bayrağını çekerdik.
Edu ileride tek başınaydı. Yanına kimse yaklaşmıyordu. Ama be mübarek ayağında iki top bile tutamadı! Ve de öylesine ağır ki adamlar iki metre gerisinden gelip onu geçiyorlar. Orta alanımızda Necip, Aurelio, Ernst gibi sözüm ona mücadeleci oyuncular vardı. Bunlar da Dinamo Kiev'in üstünlüğüne engel olamıyorlardı. İlk yarı bittiğinde derin bir nefes aldık.
İkinci yarıda inanılmaz bir değişiklik içerisindeydik. Top bizde daha çok kalıyordu. En azından pas yapıyorduk. Rakibe fazla pozisyon vermiyorduk. Hatta uzatmada attıkları gol dışında sadece bir kez kalemize etkili şekilde gelebildiler. Maçı izlerken 'Hadi çocuklar biraz daha cesur olun. Kazanırız bu maçı' şeklinde düşünmeye ile başladık. Ancak amacımız gol atmak değil sadece ve sadece gol yememekti. Yine çok adamla geride kapanıyor ve bu kez rakibe boş alan bırakmıyorduk. Onlara gol şansı vermiyorduk. Necip, Ernst ve Aurelio ikinci yarıda daha dinamikti. Daha pozitifti... İki stoperimiz Egemen ve Sivok arkalarına adam kaçırmıyorlardı. Cenk kalesinde güven veriyordu. İsmail bölgesinde yine aksıyordu. Ancak Dinamo Kiev ilk yarıdaki gibi bu kanadı kullanmayı düşünmüyordu. O nedenle de İsmail biraz olsun rahattı. Quaresma ve Simao top rakibe geçtiği anda hemen savunma görevlerini yapıyorlardı. Dinamo Kiev'in defansındaki iki kanat oyuncusu ellerini kollarını sallayarak bizim yarı alanımıza inemiyorlardı.
HOLOSKO DAHA ÖNCE GİRMELİYDİ
Edu-Holosko değişikliği bence çok daha önce yapılmalıydı. Hatta ve hatta İsmail'i çıkartıp Egemen'i o bölgeye çekip Sidnei'yi stoper olarak görevlendirmek gerekirdi. Her şeye karşın maç artık bitmek üzereydi. Uzatmanın son dakikasındaki gol Beşiktaş için gerçekten büyük şok oldu. Futbol ilginç bir oyun. Dinamo Kiev ilk yarıda sayısız fırsatı cömertçe harcadı son anda da bir şans golüyle 3 puanı kazandı.
Beşiktaş'ın grubundaki şansı devam ediyor. İnönü'de siyah-beyazlılar bu rakiplerini devirirler. Ancak bir gerçek var ki, ellerindeki avantajı çok bedava yitirdiler.