Sağbek Tanju, turuncu pabuçlu.
Önündeki Holosko yine turuncu. Ona yakın oynayan Mustafa Pektemek, keza öyle. O hat oyunu alabilirdi de, verebilirdi de. Holosko atamadıklarıyla, Tanju ise Stoch karşısında şansıyla geceyi kazasız belasız atlattılar. Ama en az berabere bitecek bir maçta faturayı Beşiktaş ödedi.
Carlos Carvalhal'in planını Holosko bozdu. Carvalhal bütün hesaplarını kontratakla gol bulmak üzerine yapmıştı. Doğrusu da oydu. Topu en çok kullanan oyuncuları İsmail, Hilbert, Fernandes, Quaresma olmayınca organize atak şansı azalmıştı. Tek çare hızlı çıkılacak toplarla atılacak bir kontratak golüydü. Maçın 5. dakikasında da bütün oyunun şeklini değiştirecek pozisyonu buldular. Holosko topla oynama sevdası yüzünden Simao'ya pas atmayınca Carvalhal'in planı daha 5. dakikada sekteye uğradı. Sekteye uğradı diyouz, çünkü 5 dakika sonra yine Holosko pas seçim ve zamanlamasında başarısız olunca Beşiktaş'ın erken öne geçip oyunu kontrol etme şansı tamamen yok oldu. Beşiktaş'ın sağbeki Tanju Kayhan, orijinal bir sağbek değil. Ersan Gülüm orijinal bir solbek değil. Üstelik hazır da değil. İbrahim Toraman orijinal ön libero değil. Takımın yerleşmesinde tamamen el yordamıyla yapılmış bir işlem var. Beşiktaş'ın en büyük şansı Fenerbahçe'nin iştahsızlığıydı. Alex'le Stoch beraber oynarlar mı, sorusunu biraz çekinerek de sormaya başlıyoruz. Beşiktaş savunmasının sağ kanadı neredeyse şeffafken Stoch her topta Tanju'yu geçip tehlike oluşturuyorken, pas tercihlerinde Stoch'a çok cömert davranılmadı. Ne zaman oyundan Alex çıktı.
İkinci yarı boyunca sürekli Beşiktaş'ın baskısı altında kalan Fenerbahçe pas bağlantısı kurmaya, ileri doğru kat etmeye başladı. Musa Sow'un attığı gol Stoch'un özgürleşmesiyle geldi. Fenerbahçe takımında garip bir iştahsızlık var. İbrahim Toraman'ın Alex'i adım adım izlemesi takımla ilk maçına çıkan Sow'un hiç top alamaması böylesine eksik bir kadroyla oynayan Beşiktaş karşısında Fenerbahçe'nin oyunu erken koparamaması çok kolay açıklanabilir bir durum değil. Beşiktaş, yüksek gelen toplarda Almeida'nın uzun boyuna çok ihtiyaç duydu. Maç boyunca koşmasına, aramasına, çabalamasına rağmen Mustafa Pektemek tek başına yeterli olamadı. Orta sahada Ernst'in çabası savunmada Sivok'un verdiği güven Beşiktaş'ın artıları arasında. Quaresma ile kanattan organize olan, onun yokluğunda komuta merkezine Fernandes'i oturtan Carvalhal, onların yokluğunda önce savunmayı düşünmüş, sonra kontratağı hayal etmişti. Savunmayı iyi yaptıkları birçok bölümde topa sahip oldular. Ama kazanılan topu kimin ileriye taşıyacağı, hangi oyunun kurgulanacağı bilinmiyordu.
İkinci yarıdaki Beşiktaş'ın mücadelesi oyuna iştahla asılması, buna karşın Fenerbahçe'nin oyunu koparacak ikinci gol için bir türlü organize olamaması, özetle derbinin bekleneni verememesi 25 haftalık yoğun fikstür ve yorgunluktan olsa gerek. Beşiktaş, üç puan daha bırakarak play-off ikilisinin 9 puan gerisinde kaldı. Bundan sonrası için çok çalışmaları gerekiyor. Turuncu pabuçların gecesiydi. Bilhassa Holosko biraz akıllı olsa bu kadroyla turuncu devrim bile gelirdi.
Turuncu pabuçlar
06 Şubat 2012 12:16