Organize bir oyun değildi. İki takımın karakteristik özelliklerini sergilediği ama her an dağılmaya da yakın durduğu bir oyun oldu.
Mersin pas yaptı, ekonomik hücum etti. Trabzon, topu tehlikeli bölgeye hızlı götürüp Burak Yılmaz'ı aradı.
Bir de Şenol Güneş sezon başından bu yana pek yapmadığı bir şeyi denedi. Colman ve Zokora'nın yanına Serkan'ı ekledi (özellikle ilk yarı). Orta sahaya yapılan bu koşucu desteği belli ki topa sahip olan
Mersin İdmanyurdu orta sahasına tehditti.
Umursamaz davrandı Mersin'in tık nefes orta sahası. 32 yaş ortalaması ile sahanın en yaşlı bölgesi olabilirlerdi. Fakat tecrübelilerdi. Telaşa kapılmadan, faul yapmadan ve pozisyonlarını koruyarak direndiler.
Burada Hakan Bayraktar'a özel bir selam çakmak lazım!
On yıl önce şampiyonluğa oynayan Gaziantep'te nasıl oynuyorsa bugün de Mersin de aynısını sergiliyor.
Doğru yerde durup pas bağlantısını sağlıyor.
Orta sahalarda atlet topçuların modasının estiği bu mevsimde; o bize akıllı futbolcu koşmadan nasıl oynar çıkana kadar onu gösterdi.
Üstelik yanındakileri de oynatmayı da başardı.
Soyadı gibi tecrübenin bayraktarlığını yapıyor. Bravo!
Giray Kaçar ve Mustafa Yumlu ikilisi Nobre'ye hep bir hamle şansı tanıyarak oynadı. Mersin'i diri tutan buydu.
HEP BURAK'A VERİNCE
Bordo Mavililer'in topu kanattan taşımaması değildi Mersin'i ayakta bırakan.
Trabzonspor, maç boyu orta yuvarlağı hızlı adımlarla geçti. Burak'ın koşu yoluna pas yaptı ve hep merkezi zorladı. Hızlı ama hataya açık Mersin stoperlerini düşününce akılcı plandı.
Pas tercihlerini hep Burak'tan yana kullanmalarının ve stoperlerinin rakibe hamle şansı tanımasının cezasını berabere kalarak çektiler!
Yoksa bu sezon deplasmanlarda aldıkları dört beraberlikte de belki Manisa maçı hariç kazanacak kadar oynadılar.
Rakipleri kendileriydi
19 Kasım 2011 12:57