Sanki Schuster, Cantona'nın kendisini oynadığı 'Eric'i Aramak' filmini izlemiş gelmiş, bu %100 Mustafa Denizli kadrosunu sahaya sürmüş: 'Her zaman sandığımızdan çok daha fazla seçeneğimiz vardır!'
Zaten 'Formanda ter olmaya geldik' diye avazı çıktığınca bağıran Beşiktaş taraftarı formdaysa, siyah-beyaz formayı giyenler için Cantona'nın söylediğinden bile daha çok seçenek vardır. Tabii hayatta her şeyin olduğu gibi hayatın yeşil sahadaki metaforu futbolda da daima sandığımızdan daha çok seçenek var: Ligde ilk hoca değişikliğine giden ekip olan Manisa'nın ligin flaş takımı Beşiktaş'a karşı ilk golü bu kadar kolay bulduğu dakikadaki gibi.
Ve tıpkı 14. dakikada kaleci İlker'in şaka gibi aut atışından doğan pozisyonda Mert Nobre'nin kendisinden hiç beklenmeyen kıvraklıkta topu çizgiden çevirip yaptığı emeğin yüz akı asistteki gibi.
Bu arada gecenin en büyük sürprizi daha bir ay evvel Ayder Yaylası'nı andıran İnönü zemininin Beşiktaş'a yakışır kalitede olmasıydı. Ama maalesef Barış Şimşek'in hataları bu maça hiç olmadı! Çok önemli eksiklere rağmen sürekli pozitif oynamaya çalışan iki takımın emeğine ve mükemmel zemine hiç mi hiç yakışmadı.
8 MİLYONA 8 TABATA!
Tabata'nın kendini sorumsuzca oyundan attırdığı pozisyonda ise kabahat tamamen bonservisine 8 milyonu çok görmeyen yönetim zihniyetsizliğinde! Zaten evrensel futbol aklıyla yönetilen kulüplerde 8 milyona, 8 Tabata yeteneğinde oyuncu alınır, hiçbiri de bu kadar sorumsuzca takımını on kişi bırakmaz; maliyeti 7.3 milyon olan Guti ve Quaresma'nın yokluğunda altı yıllık kadro derinliği meselesi sığlığında böylesine Tabataca boğulunmaz.
Zaten altı yıldır 'Tabataca' icraatlar yapan yönetim başta Ernst, Necip, taraftar ve diğerlerinin emeklerine rağmen 'fi' tarihinden çözümlerle günü kurtarmaya çalışırken geleceği daha fazla ipotek altına aldırtmaz.
Q7 ve Guti yoksa 'Tabataca!'
17 Ekim 2010 13:26