İlk yarı 3-4 farkla bitse yemin ediyorum bu kadar üzülmem... 'Adamlara pozisyon verdik, attılar' derim...
Ama bu fırtınaları atlatıyorsun, okyanusu aşıyorsun 'Tamam iş bitti' derken, derede boğuluyorsun...
Dinamo Kiev, neyi var, neyi yok, bütün barutunu ilk yarıda atmış, ama gol atamamıştı... İkinci yarıda yüreyecek hali bile yoktu...
Biz tuttuk, üç dakikalık uzatmada, zaman geçirmek için Veli Kavlak-Quaresma değişikliğini yaptık... Sanki hakem o süreyi üç dakikalık uzatmaya eklemeyecekmiş gibi ..
Ne oldu? O üç dakika doldu, 3.30'da Dinamo Kiev'in golü geldi...Yapmasan değişikliği, çoktan 0-0 bitecekti maç...
Güya Türk uyanıklığı... Ama yemediler...
Baktığımızda sağlam bir savunma anlayışı vardı Beşiktaş'ta...
Savunmanın göbeğinde Sivok-Egemen...
Orta alanın gerisinde Auerollo, önünde sağda Necip, solda Ernst...
Buna rağmen ilk yarıda inanılmaz pozisyonlar verdik... Dört olurdu, beş olurdu, atamadılar...
Peki niye böyle oldu...
Bizim takımların geleneksel eksikliği Beşiktaş'a da yansıdı...
Savunmanın arkasına atılan toplarda, sadece topa baktığımız için arkaya sarkan rakip oyuncuları göremedik...
YETİŞ ALMEİDA YETİŞ!...
Süper Ligde yüreme temposuna alıştığımız için, hızlı oyunda rakibin hep gerisinde kaldık...
Öyle ki, hücum yerken de bu sıkıntıyı çektik, hücum ederken de...
Düşünün, Beşiktaş'ın ilk yarıda belki de tek pozisyonu var... Edu o kadar ağır kaldı ki, rakip beş metre geriden gelip topa müdahele etti...
Edu demişken Almeida aklıma takıldı...
Bazen birinin değerini anlamak için 'varlığını değil, yokluğunu yaşamak' gerekiyor...
Almeida oynarken burun kıvırıyorduk...
Şimdi yokluğunda, varlığının ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz...
Yetiş be Almeida yetiş... Biz ettik, sen etme... Yetiş...
Ouerisma'ya, Simao'ya çok güveniyordum...
Yabancı maçlarda iyi oynadıklarını biliyordum...
Bu defa tersi oldu...Bir yabancı maçı, yerli maç zannettiler... Yani yeteri kadar oynamadılar...
Ernst derseniz bu takımın gerçek bir kahramanı... Hatalar yapsa bile olağanüstü çalışıyor... Nasıl oluyor da, bu yabancı kontenjanına takılıp yedek oturuyor, anlamakta zorluk çekiyorum...
Anlamakta zorluk çektiğim bir konu daha...
Nasıl oluyor da, Beşiktaş gibi hücum zengini bir takım, tek pozisyon bulamadan maçı bitiriyor...
Öyle- böyle...
Gene maçı 0-0'a bağlamıştık...
Uzatmadaki oyuncu değişikliği ile uyanıklık yapmaya çalıştık, elimize yüzümüze bulaştırdık... Hepsi bu...
Olur mu be kardeşim...
21 Ekim 2011 13:24