Yüzünüzü, alnınızı, gıdığınızı gerdirmek istiyorsanız hiç zahmet edip dünyanın da parasını verip doktora gitmenize gerek yok. Tüm bunları yapacağınıza Beşiktaş’ın maçlarına gelin. Yalnız yüzünüz, alnınız, gıdığınız değil, her yeriniz gerilir. Dünya kadar para vermekten de kurtulursunuz.
Şurası bir kez daha dünkü maçta anlaşıldı ki ne TV başındakiler, ne de tribündeki izleyeciler gerilmeden, strese girmeden, tırnaklarını yiyip bitirmeden rahat rahat bir maç izleyemeyecekler. Braga’dan 2-0’ın avantajıyla gelen Beşiktaş, Braga’daki kadrosuyla çıktı sahaya: 4-1-4-1. Yani şunu söylüyorum; 2-0 avantajımız var gol yemeyelim. Carlos bu düşüncesinde bir bakıma haklıydı. Deplasmanda 2-0 kazandıysanız önce gol yememeye oynayacaksın. Ama Beşiktaş dün bunu çok abarttı. Neredeyse 4-5-1’e döndü. Sen bu kadar geriye yaslanırsan rakibe cesaret verirsin. O da topuyla, tüfeğiyle üstüne gelir.
HATADAN DÖNDÜ
Carlos'un en büyük hatası Quaresma gibi iyi adam eksilten bir oyuncuyu santrfor oynatmak. Q7 her yerde oynar ama rakip kaleye arkası dönük oynayamaz. Geniş alanda oynatmak varken her an çizgiye inip orta yapma şansı varken, bu yetenekteki bir oyuncuyu kurtların önüne atar gibi 2 stoperin arasına atmak bana göre yanlışların en büyüğü. Nitekim Carvalhal bu hatasını 33. dakikada gördü. Necip’i çıkarıp Hugo Almeida’yı forvete alarak 4-3-3’e döndü.
Bu dakikaya kadar rakip kaleyi düşünmeyen Beşiktaş, Q7-Almeida-Simao’yla rakibi zorlamaya başladı. Rakibe ‘her an gol yiyebiliriz’ korkusunu aşıladı. Tanju çok yürekten oynayan ve çok mücadele eden bir oyuncu. Ama iyi bir bek oyuncusu olmak için öğrenmesi gereken çok şey var. Orada gözlerim İsmail’i arıyor. Veli’ye üzülüyorum. O da Tanju gibi çok koşan, mücadele eden, rakibi bozan özelliklere sahip. Çok kritik zamanlarda önemli müdahalelerle topu çalıyor. Bu kadar çabadan sonra kazandığı topları yeterince iyi kullanamıyor. İşte o zaman ben de Veli’nin yürekten oynamasına, koşmasına, yardımlaşmasına, bu kadar çabadan sonra topu kaptırmasına üzülüyorum.,
‘Çok iyi bir takımı eledik’
Carlos maçtan önce yaptığı basın toplantısında ‘Maç daha bitmedi’ demişti. Bunu klasik teknik direktör lafları olarak algılamıştım. Adam haklıymış. Ama şunu kabul etmek gerekir ki oradaki Braga ile buradaki Braga arasında olumlu yönde dünyalar kadar fark var.
İlk başta ‘Beşiktaş Braga’dan daha iyi’ demiştim. Dünkü Braga’dan sonra sözlerimi geri alıyorum. Braga iyi takımmış. Beşiktaş bayağı iyi bir takımı eledi.
Maçın hakemine gelince.. Gerçekten harika bir maç yönetti. 90 dakika boyunca futbolcular kadar koştuğuna da eminim.
Oh bee, oh bee!
24 Şubat 2012 10:55