Lig TV Genel Müdürü Şansal Büyüka, Millilerimizin Belçika'ya puan kaptırmasını Akşam gazetesindeki yazısında değerlendirdi. "Gökhan Zan ile Servet, Ermenistan maçında o kadar acemice işler yapmışlardı ki..." diyen Büyüka, Tuncay'ın sakatlanıp çıkmasıyla başrolü oynayacak lider oyuncumuz kalmadığını da vurguladı. İşte Büyüka'nın yazısı:
ÇARŞAMBA'NIN GELİŞİ
Kim söylemişse doğru söylemiş, “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir” diye...
Bu defa Çarşamba’nın gelişi geçen cumartesiden belli olmuştu...
Gökhan Zan ile Servet, Ermenistan maçında o kadar acemice işler yapmışlardı ki...
Bakmayın rakibin futbolla pek ilgisi yoktu da, kazasız-belasız sıyrıldık o maçtan...
Ama her kuşun eti yenmiyor...
Dün akşam bir ölü top... Gene Servet ile Gökhan Zan’ın rakibi seyredişi... Üstelik bu defa aralarında Mehmet Topal da var...
Yetmedi, bu “toplu seyire” kaleci Volkan da katılınca, Belçika rüyasında göremeyeceği bir puanı aldı gitti...
Adamlar takım olsa, adamların futbol oynamakla ilgisi olsa vallahi-billahi canım yanmayacak...
Adamlar takım değil...
Üstelik geçmiş maçlara oranla daha iyi oynayan, daha fazla isteyen bir Türk milli takımı...
Tıpkı Fatih Hoca’nın “2C” formülü gibi...
Yani “cesur ve cesaretli...”
Geçmiş maçlara oranla daha canlı, daha tempolu...
O zaman bu beraberlik niye?
Rakip, rakip değil, biz eski maçlardan daha iyiyiz, ama sonuç beraberlik...
İşte böyle maçlarda bir lidere, bir generale, savaşı kazanacak bir komutana ihtiyaç var...
Golü yedik, sendeledik, hatta yıkıldık...
O zaman yıkılan futbolculara elini uzatacak, onları yerden kaldıracak, moral aşılayacak, zafere giden yolu arayacak bir büyük oyuncu arıyor insan...
İşte o büyük oyuncu yoktu dün milli takımda...
Bir Tuncay oyuna lider gibi başlamıştı, O da daha ilk dakikalarda sakatlanıp çıkınca , “başrolü” oynayacak oyuncumuz kalmadı sahada...
Herkes sıradan oynadı... Öne çıkmayı düşünen oyuncu olmadı...
Emre, belki de eski maçlarına oranla çok daha diri, çok daha istekliydi...
Ama yetmedi ...
Üstelik tek kale oynadığımız maçta, rakibi bunalttığımız maçta hücuma orta alandan yeterli desteği veremedik...
Semih de eski Semih değildi...
Bu defa gol atmak yerine sürekli faul yapmayı tercih etti...
Bir-iki kafa topuna vurmayı başardık, o pozisyonlarda da Belçika kalecisi Stijnen bizim Volkan gibi seyretmedi...
Kötü oynadığımızı pek düşünmüyorum... Beraberlik için çok üzülüyorum ama milli takıma kızamıyorum...
Sanırım en son kızacağımız da milli takım oyuncuları olmalı...
Milli maç oynuyoruz, stad boş...
Milli maç oynuyoruz insanların üstünde Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Kocaeli formaları...
Daha iki ay önce Avrupa Şampiyonası’nda Hollanda’yı izledim... Bir tane Ajax, Fayenoord, Eindhoven formalıya rastlamadım... Elli bini aşkın portakallı...
Almanya’yı izledim... Bir tane B.Münih, Schalke, Leverkusen, ya da diğerleri... Bir tane kulüp forması giyeni görmedim... Hepsinin üstünde Alman milli takımının formaları...
Biz futbolcuların karakterlerini tartışacağımıza, önce futbol seyircisinin ulusal takıma bakışını tartışalım..
Yazıyı da böyle noktalayaım...
O büyük oyuncu yoktu dün !..
11 Eylül 2008 12:21