Avusturya kampı değerlendirmesine bugün de devam edeceğiz ama diğer gündem bir türlü bizi rahat bırakmıyor.
Dolayısıyla önce o konuya birkaç satırla değinmemiz şart. Fenerbahçe konusunda ortalama Türk insanı nasıl ikna olduysa, Beşiktaş konusunda durum tam tersi. Kamu vicdanı ciddi şekilde rahatsız. Ortaya çıkan bir tek inandırıcı kayıt yok. Şike konuşması yok. Neden tutuklandılar sorusu hâlâ cevapsız?
Gelelim Beşiktaş'taki son duruma. Dün Koch'un devam etmesi gerektiğini söyleyip noktalamıştım yazımı. Aynı konuda ısrarcıyım.
Böylelikle hem riske girilmez, hem gereksiz yere milyonlarca euro harcanmaz, hem de Tayfur hocaya saygısızlık yapılmamış olur.
Kampın son akşamı Leogang'a gelen Başkan Demirören'in tüm oyuncuları karşısına alıp durum değerlendirmesini yapması çok iyi oldu.
Çünkü yabancı oyuncular "Kupa bizim hakkımızdı, neden iade edildi" diye sormaya başlamışlardı.
Nasıl bir fırtına kopacak?
Başkan, "Bizim kendimizden şüphemiz yok ama birileri ifadeleriyle kirletmeye kalktılar ve biz o konuda gerçekler ortaya çıkana kadar iade ettik. Bu sizin emeğinize saygısızlık değil, tam aksine saygıdır" dedi. Yabancı oyuncular ikna olunca sorun ortadan kalktı.
Yerliler zaten her şeyi yakından takip ediyor ve hocalarına da, yöneticilerine de güveniyorlar.
Her neyse, yine dalmayalım şike muhabbetine.
Beşiktaş'ın teknik patronu kim olursa olsun en çok forvet arkasındaki tercihlerini yaparken zorlanacaktır. Quaresma, Simao, Mustafa Pektemek, Fernandes ve Guti beşlisinden en şaşalısı, en kariyerlisi ama aynı zamanda en nazlısı Guti. Ya göndereceksin ya oynatacaksın, aksi halde sorun olur.
İşte sıkıntı da tam burada başlıyor.
Güçlü bir Guti formayı kimseye kaptırmaz ama gece yaşamına kendini kaptırıp sahada yürüyemeyen bir Guti söz konusuyla, o bölgede Simao, Mustafa Pektemek ve Fernandes'i kullanmak çok daha akıllıca olur. Dolayısıyla burada takımın gerçekleriyle futbolun gerçeklerinin çarpışacağı bir ortam var.
Bakalım burada çakan şimşeklerden nasıl bir fırtına kopacak ve sonrasında nasıl bir rahmet yağacak hep birlikte göreceğiz.
Yarın; savunmayı ele almak dileğiyle. Kalın sağlıcakla.