Dünya müziğinin en büyük yıldızlarından biri Elton John, piyano ile 3 yaşında tanışmıştı, birkaç kez dinlediği bir şarkıyı piyanosunda çalabiliyordu, 7 yaşında müzik eğitimine başladı. O doğuştan bir piyano dehasıydı.
Her İngiliz çocuk gibi, şehrinin futbol takımına gönül vermişti Elton John; Watford’a. Büyüyünce iyi bir futbolcu olup kulübünün formasını giyme hayalleri kurmadı ama sahip olduğu müzik yeteneği, Watford’un kapısından içeriye taşıdı onu…
Elton John, 1976’da, İngiltere’nin en zengin müzisyenlerinden biri haline geldiğinde, çok sevdiği takımı Watford 4. ligde mücadele ediyordu. Gücü ve parası vardı; Elton John takımını sırtlamaya karar verdi. Kulübün hem başkanı hem de yöneticisi oldu. Watford, Elton John’un başkanlığında ilk yıl küme yükselmeyi başardığında aslında bu sadece başlangıçtı; 6 yıl sonra Watford tarihinde ilk kez birinci ligde oynamaya hak kazanmıştı.
1984’te FA Kupası finaline çıktıkları günü Elton John şöyle anlatıyor:
“Kupa finalinin geleneksel müziği stat hoperlörlerinden duyulduğunda gözyaşlarımı tutamadım. Tüm çocukluğum gözlerimin önünden geçiyordu”
1987’de Watford’u satsa da Elton John başkan olarak kaldı, 1997’de kulübü bir kez daha satın aldı ve ikinci Elton John dönemi 2002’ye dek sürdü.
Elton John Watford’dan ayrılmak istemese de kulübün tüm zamanını ayıracak bir yönetim sistemine ihtiyaç duyduğunu biliyordu; görevi bıraktı. Ancak Kulübü ona ne zaman ihtiyaç duysa yanlarında durdu.
Watford’lular Elton John’u ve onun kulübü için yaptıklarını, Watford’a yaşattıklarını asla unutmadılar. Bugün Vicarage stadındaki Elton John tribünü, onun Watford’a olan tutkusunun ölümsüzleşmesidir.
Onlar ayrılmaz bir bütündür.
Watford geçtiğimiz sezon sonunda Premier Lig’e çıktığında, Elton John kaptan Troy Deeney’i arayarak bağlılığını bugünün forma giyen futbolcularına da hissettirmeye devam etti.
Elton John dünyanın geri kalanı için muhteşem bir müzisyen olabilir; Watford camiası içinse o bir kulübün tarihini değiştiren adamdır ve yüreği Vicarage Stadı’nda atmaya devam edecektir.
