Diyarbakırspor bu ligin bitkisel hayata girmiş takımı... Saha içinde saha dışında yaşadıkları öyle olaylar var ki, sadece bir tanesi bile kümeden düşmeyi etkileyebilir. Hâlâ yaşama tutunma çalışmalarını saygı ile karşılamak gerek.
Beşiktaş, artık şampiyon adayı değil. O yüzden cumartesi günü aynı saatte oynayan zirve ekiplerinin dışında kalıp pazar programına alındı.
Beşiktaş gibi “büyük” takımların hedefle bağları koptu mu her şey zorlaşır...
Organizasyon bozulur... Koordinasyon kopmaya başlar... Motivasyon anlamını kaybeder...
Yine de onları takdir etmek gerekiyor... Özellikle Rıdvan, Necip ve İsmail Köybaşı’nı... Gayretleri, ciddiyetleri ve becerileriyle umut verdiler...
“Yuvanın çocuğu” Nihat da aynı ciddiyetin örneğiydi. Sezon biterken hırsı da motivasyonu da hiç azalmamış, becerileri çoğalmıştı. İki şutu direkten döndü, Bobo’nun pasıyla golle buluşacaktı ki Abdullah rolünü çaldı(!), topu kendi kalesine attı. Pasörlüğü tercih eden Bobo, Toraman ve Tello’nun gollerine eşlik etmedi ama, yine de iyiydi!
Beş yabancı ile başladılar maça... Sivok, Fink, Ernst, Tello ve Bobo... Beşi de iyi niyetle, sadakat gösterisine çıkmış gibi hevesle mücadele ettiler. Malum ya, kadrosunda kiralıklarla birlikte 11 yabancı bulunduran takımda piyangonun kime vuracağı belli olmaz. O yüzden kalmak isteyenler, Mustafa hocanın raporunda olumlu notlar almak için dün daha içtenlikle katıldılar oyuna...
Keşke Fink ve Ernst, bundan önceki maçlarda da hücuma böylesine destek verseydi... Biliyorum, itiraz edeceksiniz... Doğru, her takım da Diyarbakırspor değil ki!
Beşiktaş, kimi zaman teknik, bazen taktik hayal kırıklıklarıyla dolu bir sezonu “Bitse de gitsek” diyerek sıkıntıyla tamamlamaya çalışıyor. Bu sıkıntılarda elbet saha dışında yapılan yönetim yanlışlarının da büyük katkısı var...
Yine de enseyi karartma Mustafa hoca!.. Yabancı eliminasyonunu yaptıktan sonra gözünü yurt içine çevir lütfen... Orada çok Toraman’lar bulacaksın...
Yabancı oyuncu mu?
Onu da Başkan bulur, nasılsa!
