Lefter’in torunları...

Enteresan bir maç. Fenerbahçe kendi evinde Kayserispor’u ağırlarken, santrforsuz sahaya çıktı. 1.5 metrelik Alex’ten santrfor olmaz. Ama Aykut Kocaman böyle bir kadroyla sahaya çıkmaya mahkum olmuş ki, zorunlu olarak Alex’i ileride oynattı.

Fenerbahçe, böyle bir düzen içinde oyun şekli kenar akınlarında havadan ortalar değil, topu ayağa oynayarak, gol pozisyonu üretmek istedi. “Üretti mi?” dersek, bence “Pek değil” derim. İlginçtir Fenerbahçe Alex ile bir gol kazandı. İlk golünden söz ediyorum. Kayseri kalecisi Navarro, öylesine akıllara durgunluk veren bir hata yaptı ki, hani neredeyse “Al şu topu benim koruduğum kaleye golünü at benim kardeşim” der gibiydi. Ondan sonra Navarro Fenerbahçe’nin çok önemli gol şutlarına izin vermeyen adam olarak karşımıza çıktı.

Fenerbahçe oyun tarzında herkes mutlaka bir şeyler yapmak için sahada var. Alex’in ikinci golü penaltıdan gelirken, Stoch’un hücum girişiminde ayağından çıkardığı top Eren’nin kendi ceza sahası içinde koltuk altında kaldığı zaman hakemin verdiği penaltı kararı doğru, Alex’in penaltı atışı da Navarro’yu ters tarafa yatırarak ağları havalandırması çok daha doğruydu.

Stoch’un atmış olduğu üçüncü Fenerbahçe golü, ardından Bienvenu’nun kafa vuruşu, hem skoru artırdı, hem de tribündeki Fenerbahçeli 12. Adamları ayağa kaldırdı. Bienvenu oyuna girdikten sonra golünü attı, hemen ardından öyle bir gol kaçırdı ki akıllara durgunluk verir.

Fenerbahçe iyi futbolculara sahip, sahaya da yüreklerini koyuyorlar, istekliler, öyle veya böyle bu isteklerinin karşılığında maçı kazanmak için ne var ne yok hepsini sahaya yansıtıyorlar. Ben bu maçta Gökhan Gönül’ü beğendim, Yobo’yu da... Volkan için söylenecek bir şey yok. Bir top geldi, onu da çok rahat kurtardı.

Fenerbahçe cephesi bu kadar sıkıntılı günleri yaşarken futbolcular geçen seneki başarıları, olayların hiçbirisine bakmaksızın hala tekrarlayan oluyorlar. Zirveden kopmuyorlar.

Üstüne üstlük, Aykut Kocaman’ın takıma vermiş olduğu olumlu sinerjiyi de iyi kullanıyorlar. Fenerbahçe’nin başına gelenler başka bir takımın başına gelseydi ne böyle bir 12. Adam kitlesi, ne de böyle yüreğini sahaya yansıtan Lefter’in torunlarını bulurdu.