Tam da 25 maçlık namağlup unvanı yitip giderken, Baroni'nin golüyle skora ortak oldu Fenerbahçe. İki kez geriye düşmesine karşın, dirençli, istekli, mücadeleci ve çoğu genelinde üstün oynadığı futbolla İnönü'den puanla ayrıldı.
Daha etkili, daha üretken, daha olumlu bir görüntü sergiledi ve aslında galibiyeti kaçırdı.
Zevkli, çekişmeli, heyecan yüklü ve bol gollü bir mücadele oldu. Beşiktaş her iki devrenin başlarında kısa süreli bir üstünlük sağladı. Sonrasında kontrolü hep Fenerbahçe ele aldı. Oyunun kayda değer ilk olayı Simao'nun attığı goldü. Ceza alanının dışından, yaklaşık 25 metreden mükemmel bir şut attı ve topu Volkan'ın uzanamayacağı noktadan filelere yolladı. Fenerbahçe yenik duruma düştükten sonra yavaş yavaş oyunda dengeyi sağladı. Ardından inisiyatifi ele aldı. Özellikle Caner'in yaptığı hamlelerle Beşiktaş savunmasını yıpratmaya başladı. Alex'in de devreye girmesiyle bu defa yalnızca oyunu tutmakla kalmadı. Böylesi maçlarda önemli sayılabilecek hücum girişimleriyle gole de yaklaştı. O ataklardan birinde Gökhan'ın vuruşunu Egemen kaleye girerken çıkardı. Bir diğerinde Cenk, Bienvenu ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü kurtardı. Devre biterken de Alex'in şutuna Hilbert vücudunu siper yaptı. Bu bölümde evet, önde olan Beşiktaş'tı. Ama Fenerbahçe tartışmasız daha iyi ve daha etkili oynayan taraftı.
İkinci yarının başlarında yine etkili bir Beşiktaş vardı. Quaresma'nın sağdan çizgiye inerek yaptığı ortada Mustafa'nın yakın mesafeden vurduğu topun direkten dönmesi Siyah-Beyazlı ekip adına şanssızlıktı. Sonrasında yine kontrolü ele alan ve düzenlediği etkili ataklarla beraberliği zorlayan Fenerbahçe'ydi. Özellikle Caner'in tarafından geliştirilen ataklarda Fenerbahçe, Beşiktaş savunmasını sürekli yıprattı. Nitekim 59. dakikada Caner'in vuruşunda top direkten döndü. Alex boş durumda golcülüğünü ve fırsatçılığını gösterip eşitliği sağladı. Beraberliğin getirdiği moral ve coşkuyla Fenerbahçe temposunu biraz daha arttırdı. 64. dakikada Aykut Kocaman, anlamakta zorlandığım bir tercihle Caner-Stoch değişikliğini yaptı. Aynı anda yapılan Mehmet-Özer değişikliği doğruydu. Çünkü Mehmet sağ tarafta etkisiz kalmıştı. Lakin takımın hücumdaki en dinamik oyuncularının başında gelen Caner'i oyundan almak, açıkçası tuhaftı. Bu değişikliğe rağmen oyunun kontrolü yine Fenerbahçe'de kaldı.
Ancak golü tam da oyundan düşmeye başladığı anda Beşiktaş buldu. O ana dek sahanın en verimsizlerinden olan Quaresma, maç boyunca gerçekleştirdiği iki etkili ataktan birini başlattı. Soldan ortaladı, Almeida'yı ikinci direkte topla buluşturdu. Ve Almeida, Ziegler'in Volkan'ın önünü kapattığı pozisyonda golü attı. Şimdi Beşiktaş skor avantajının getirdiği moralle yeniden canlanmıştı. Fenerbahçe kısa süren şoku çabuk atlattı. Baroni'nin frikik golüyle tekrar beraberliği sağladı. Ve sahadan yenilmezlik unvanını koruyarak ayrıldı.