İzmir'in Süper Lig'de uzun süredir temsilcisiz kalması kentte güçbirliği önerilerini yeniden gündeme getirirken, eski futbol federasyonu ve Altay kulübü yöneticisi iş adamı Kemal Zorlu, "İzmir eğer başarı istiyorsa, güçlerini birleştirmek zorunda" dedi.
Kemal Zorlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir'in ekonomisindeki daralmanın spora da yansıdığını, kentte futbolun "koşu bandında yapılan egzersiz" gibi yerinde saydığını anlattı.
Kemal Zorlu, güçbirliğinin kulüplerin birleştirilmesi anlamı taşımadığını, yalnızca profesyonel futbolda bir üst yapı kurulmasının kast edildiğini belirterek, "Mesela tam anlamıyla bir spor kulübü olan, birçok branşta faaliyet gösteren Karşıyaka yaşatılmak zorundadır. Altyapıyı destekleyecek kulüp olarak Bucaspor'u görüyorum " diye konuştu.
Güçleri birleştirme fikrinin patentinin eski futbol federasyonu başkanlarından ve İzmir'in simge iş adamlarından babası merhum Mazhar Zorlu'ya ait olduğunu kaydeden Zorlu, şöyle devam etti: "İlk duyduğumda ben de karşı çıkmıştım, o zamanlar gençtim. Oysa NBA'ya sporcu gönderen Efes Pilsen'in başta taraftarı mı vardı? Bunun tek çatı altında olması da gerekmez, iki ya da üç grup olabilir. O zaman belediyenin ve kuruluşların katkılarıyla bir fon oluşturma imkanı doğacaktır. Kulüpler futbol da dahil amatör branşlarda faaliyetlerini sürdürsün. Çok mu büyük Altaylısın? O zaman al bir spor branşını, Altay çatısı altında destek ver. Yıllar önce 'bizi akıl mantık değil, ekonomik güçsüzlük birleştirecek' demiştim. Bugün Süper Lig'e çıkabilen takımlara ve düşen takımlara bakın, ekonomik desteklerin ne kadar etkili olduğu görülecektir. "
"ALTAY HAKKINI ARAYAMADI"
Kemal Zorlu, Futbol Federasyonu kurullarında yıllar sonra bu kadar çok İzmirli'nin yer almasının da önemli bir şans olduğunu belirterek, şöyle dedi: "İzmirli olunca bir şey mi yapacak, hayır. Hakkını yedirmesin yeter. Misal olarak Altay bilinçli olarak düşürüldü ve bilinçli olarak çıkarılmadı. İlk defa şike, TBMM Araştırma Komisyonu tarafından belgelendi. Altay buna rağmen ne bir üst lige çıkabildi, ne tazminat alabildi. Oysa bunun örnekleri İtalya'da var. Ben kalpten Altaylıyım, ama fiziki bir bağım kalmadı. En büyük kızgınlığım bu, hakkını arayamayan bir camianın geleceği olamaz."