Galatasaray'ın bu sezonki başarısında elbette ki kadro istikrarının önemli bir payı var.
Nitekim son maçtan bu karşılaşmaya sadece cezası dolan Engin'in Emre Çolak'la yer değiştirmesi söz konusu olmuştu. Ancak Riera'nın geçen hafta biraz kendini gösterir gibi olması Terim'i biraz yanıltmış gibiydi.
İlk 45 dakikada Sarı-Kırmızılı takımın temposuz ve etkisiz oyununda bunun önemli bir payı vardı. Engin'in de sanki bir maç değil, uzun süre takımdan uzak kalmış psikolojisine bürünüp kendini göstermek için gereksiz işler yapmaya kalkması Galatasaray adına oyunun tadını kaçıran etkenlerdi.
Konuk Gençlerbirliği, Fenerbahçe karşısındaki ağır yenilgiden fazlasıyla etkilenmişti. Kalecisinin daha ilk dakikadan itibaren zamandan çalmaya kalkması, hücuma dönük topların sürekli Herve Tum'a şişirilmesi Başkent ekibi adına hoş olmayan görüntülerdi. Gençlerbirliği adeta kendisini bu noktaya getiren futbolunu inkar edercesine silik ve kişiliksiz bir görünümdeydi. Bu halleriyle yapabileceklerinin en fazlasını ilk yarıyı gol yemeden bitirmek oldu.
İkinci yarının başında Riera-Emre Çolak değişikliği hemen fark ettirdi. Elbette ki Terim'in devre arası uyarıları da etkili olmuştu. Sarı-Kırmızılı takım kısa bir süre kendine yakışır şekilde oynayıp iki golü buldu. Ve kabul etmek gerekir ki, maç da orada bitti. Selçuk'un attığı nefis frikik golünden önce direkten dönen vuruşu bunu haber verir gibiydi. Doğrusunu isterseniz haftalardır yorumlarımda ona biraz haksızlık ediyormuş sıkıntısı içindeyim. Neyse ki, bunun çaresini yine o buldu. Oynadığı futbolun yanısıra attığı golün güzelliği nedeniyle de yeterince övülecektir.
Sarı-Kırmızılı takımda her maç aynı çabayı ortaya koyduğu için görmezden gelip haksızlık ediyor endişesi duyduğumuz bir başka oyuncu da Elmander. İsveçli belki her maçta leblebi gibi goller atamıyor, ama öylesine olağanüstü bir çaba gösteriyor ki, ona saygı duymamak mümkün değil. Ayrıca Elmander'in altın değerinde goller attığını da unutmayalım. Bütün büyük maçlarda takımına zafer kazandıran nitelikteki golleriyle de başarısını taçlandırıyor.
Tabii madalyonun öbür yüzünde de Necati var. Bu tecrübeli oyuncu dün akşam da belirgin güç eksikliğini zekası ve becerisiyle pek kapatamadı. Bırakın gol atmayı, pozisyona bile giremedi. Ve kendisine Arena'da gol atamıyor şeklinde anlamsız bir sendrom icat etti. Yine de onun varlığı Galatasaray için önemli.
Önümüzdeki hafta play-off öncesinin hatta sonrasının kaderini belirleyecek dev maç öncesinde Sarı-Kırmızılı takım herhangi bir kazaya uğramadan bu karşılaşmayı tamamlarken Fenerbahçe maçına da hazır olduğunu gösterdi
İşlem tamam
11 Mart 2012 14:13