Aslında daha ilk yarı bittiğinde derin bir hayal kırıklığını yaşatmıştı Fenerbahçe. Çünkü oyuna bir türlü tutunamamıştı.
Evet, stat Saracoğlu'ydu. Tribünler tıka basa Fenerbahçe taraftarıyla doluydu. Lakin, evsahibi rahatlığında oynayan, sahaya dilediği gibi yayılan, oyunu genelde karşı alana yıkan, pozisyon zorlayan, bulan Vaslui takımıydı. Mazisi yeniydi. Avrupa kupalarında deneyimsizdi. Kadrosu mütevazı, ekonomik açıdan Fenerbahçe ile kıyaslanmayacak ölçüde değersizdi. Ve sözüm ona kağıt üzerinde de Fenerbahçe favoriydi. Ancak, basit, gösterişsiz, ama takım gibi oynamayı becerip, Fenerbahçe'yi adım attırmayan taraf da Rumen ekibiydi.
Nitekim topu da, oyunu da bir türlü ikinci bölgeden üçüncü bölgeye taşımayı beceremedi Fenerbahçe. Bırakın baskıyı, bunaltmayı, rakip kaleye bir tehdit şutu bile gönderemedi. Oysa bu bölümde Vaslui'den ikisi Volkan'ın önlediği, üç gol girişimi gelmişti.
İkinci yarıya Semih-Mehmet Topuz değişikliğiyle başlamak Fenerbahçe'yi biraz olsun hareketlendirdi. Tempo yükseldi. Baskı arttı. Vaslui kendi alanına kapandı. Fakat Fenerbahçe, arayışın yoğunlaştığı o süreçte Gökhan'ın ortalayıp Kuyt'ın vuramadığı pozisyon dışında gol fırsatı da bulamadı. Kaleyi tutan ilk şutunu da bu arada, 65. dakikaya girilirken Mehmet Topal'la attı! 10 dakika sonra Egemen'in uzaklaştıramadığı topu kapan Antal, fileleri havalandırınca da Fenerbahçe açısından maçın gazı iyiden iyiye kaçtı. Zira kalan sürede, bu oyun yapısıyla rövanş için kendisini rahatlatacak skoru bulması olanaksızdı. Bereket Bekir'in golüyle beraberlik yakalandı da... Azalan tur umudu, biraz olsun arttı.
Dün birkaç sorun net biçimde sahaya yansıdı. Onlardan biri orta alanın oyunu yönlendirmedeki yetersizliğiydi. Yalnızca lider kişiliğiyle değil, hırsı, arzusu, hücuma katkısıyla mesela Emre çok arandı. Savunma uyumsuz oynadı. Stoch oyuna hiç katılamadı. Kuyt'ın başladığı sağ kanat, ancak Topuz oyuna girince bir hareketlilik kazandı. Hücum organizasyonu, bu takımın hedeflerine yakışmayacak ölçüde sıradandı. Demem o ki, Fenerbahçe henüz ritmini yakalamış değil. Açıkçası bu tur için de çok hazır değil. Dilerim bir haftada toparlanır. Yoksa Şampiyonlar Ligi umudu komşu ellerde kalır.
İpler Vaslui'nin elinde
02 Ağustos 2012 11:26