Muslera için 'uçan-kaçan kurtulmaz' denilmişti. Daha maçın başında öyle bir uçtu ki Uruguaylı, hız sınırlarını aşıp radara takıldı...
Bünyamin Gezer, Muslera'ya cezasını kesti, Fatih Terim'in tüm ayarı bozuldu...
Yüzü düştü, kafayı sağa sola salladı, ama nafile...
Kırmızı karttan sonra 76 dakikalık uzun ve çetrefelli bir oyun bekliyordu Terim'i... Hoca bunu adı gibi biliyordu...
Çünkü çark istenilen gibi yürümüyordu... Futbolcuların da gardı düşmüştü... Sercan, Colin Kazım'ın daha çok sorumluluk alması gerekirken, boş boş gezip durdular..
Biraz savunma, biraz Melo çarpışıyordu o kadar... Uflanıp puflanarak bittiğinde ilk yarı, herkes Galatasaray biraz topanlanıp oyuna ağırlığını koyar mı diye kafasından geçirdi...
Sercan, Sabri değişikliğini görenler 'Baba biz buradan puan alırsak iyi' diye iç geçiriyordu ki, Erdem bütün hayalleri yıkıp geçti... Top kaleye giderken, kaleci Ufuk da sadece baktı...
Milan Baros, 80. dakikada oyuna girinceye kadar Galatasaray herkese ızdırap verdi... Tükenişin fotoğrafı kare kare yansıyordu ki, bu kez Milan Baros sahne aldı... 1-1'lik skor kimseyi yanıltmasın... Bir kırmızı kartla tüm planları alt-üst olan büyük takım kendini sorgulamalı...
ARABA PERTE ÇIKAR
Herkes kafasını iki elinin arasını alıp 'sabaha kadar gözünü kırpmadan' düşünmeli...
Ben üçüncü haftadan söylüyorum; bu Galatasaray takımı sevgili futbolcu kardeşlerim, mehter takım değil.
Birileri çuvalla, incir torbasının bağlantısını da Muslera'ya anlatmalı... Araba hızını almış... Herkes moralli, şoför kapıyı açıp kendini dışarı
atıyor... Böyle giderse araba perte çıkar değil mi?
İncir ve çuval!
22 Eylül 2011 12:48