Çok mücadele ettik ama ne yazık ki sonunu getiremedik Rusya maçında...
O anlar; yani noktanın konması gereken yerler biraz tecrübe, biraz da yetenek ister elbette; ki o hamle bizden değil Aleksei Shved yaptı. 25 saniye kala 68-69 Rusya öndeyken yıldız oyuncudan gelen üçlük maçın sonucunu belirledi.
Muazzam mücadele ettik, savaştık, çabaladık ama galibiyeti getiremedik. Koç Ufuk Sarıca’nın söylediği gibi bazı yerlerde çabuk ile acele etmek arasındaki ince çizgide dans ettik. 15 top çalıp, rakibi 22 top kaybına sürüklerken top kayıplarından bulduğumuz sayı Rusya’dan sadece ‘2’ fazlaydı. (24-22) Bu sayıyı daha yukarı çekemeyişimizin temel nedeni; kuşkusuz aceleci olmak ve haliyle beraberinde gelen sakarlıklarımızdı.
Sete set üretiminde zorlanırken top kayıplarından gelen 24 sayıyı daha yukarı çekebilirdik. Çünkü Cedi (28 sayı – 7 ribaund – 4 asist – 7 top çalma) muazzam oynarken onun yanına bir kısa daha ekleyemedik. Sinan 10 top kullanıp 6 sayı üretebildi. Melih sadece 2 dış atış bulup sayı atamadı. Furkan-Kenan ikilisindense 13 sayı gelebildi. Cedi’nin dışında takımın geri kalanı 2/12 dış atı isabetinde kaldı.
Semih’in içerideki müthiş mücadelesine (ki hakemler ona hiç iyi yaklaşmadı) bir kısa daha eklemek çok önemli bir zaferi hanemize yazabilirdi.
Üç konunun altını çizmek gerek...
İlki Erkan Veyseloğlu… 34 yaşında ama gerçekten mücadelesi 20’likti. 1-2-2 yerleşimi ile sahanın dörtte üçünde yapılan tuzaklı preslerde en öndeki isimdi. Her yere yetişti. 4 numara tuttu. Çember altına yardım etti. Onun yanına da 11 sayı ekledi. Muazzam bir oyun ortaya koydu.
İkincisi kapasitesi sınırlı, yetenek terazisinde 2001 ve 2010’un altında olan bu takımın ortaya koyduğu insanüstü savaşım… Geri adım atmadan, pes etmeden, her top için savaşarak ellerinden geleni yaptılar. Bir maçta rakip 40 faul atıp, 32 sayı buluyorsa bazen mücadele de yetmeyebiliyor.
Üçüncüsü ise seyirci… Bayramın ilk günü olmasına, ükemizin uzun bir süredir tatili yaşamasına karşın 8 bin kişi Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda coşkuyla yerini almıştı.
Bu milli takım onlara gösterdi ki.. boşuna gelmediler; bu koltuklara kurulan her seyirciye pes etmeyen bir oyuncu grubu izletecekler.
Önemli olan, nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğindir…