Maç öncesinde moraller yüksekti...
Hele birde F.Bahçe'nin puan kaybetmesi kaymaklı ekmek kadayıfı havasına sokmuştu sarı-kırmızılıları...
Herkesin yüzünde güller açmıştı...
Tribünlerinde çoşkusuyla öyle bir hızla başladı ki G.Saray, gol ha geldi ha gelecekti...
Seyircinin ataklardaki müthiş uğultu, inanın ürkütücüydü..
Manisaspor en az G.Saray kadar oynuyor, hızlı hareket ediyor, hızlı düşünüyordu...
Terim'in öğrencileri futbolu asla çirkinleştirmeden maça asılıyordu ama pozisyon üretmekte zorlanıyordu.
G.Saray tek net pozisyonu 44. dakikada Emre'yle bulduğunda eşitlik bozulmadı...
İkinci yarıya başlarken Terim'in futbolcularına 'İnanın çocuklar bu maç bizim. Gol atacaksınız. Çünkü biz müthiş bir ekibiz...' dediği duyuldu koridorlarda.
İkinci yarı aynen Terim'in dediği gibi müthiş bir tempoda başladı. İki tarafta pozisyonlar buldu.
Futbol adına ne varsa sahada vardı. Frikik kazanıldığında topun başına Selçuk geldi...
Trabzon maçındaki golü geldi akıllara... Acaba denildi...
Hafızalarda neden olmasın soruları akıp giderken, meşin yuvarlakta tüm ihtişamıyla Manisa ağlarına gitti...
Herkes rahatlamıştı...
Gol stresini atan G.Saray 'Büyük takım nasıl olunur felsefesini' tüm incilikleriyle göstermeye başladı. Direnen Manisapor'un da gardı düştü.
Yıllarca özlenen, 'İşte benim, bizim takımımız' denilen takım gibi takım G.Saray, 10 yıl sonra ilk yarıyı lider bitirmenin gururunu yaşadı, yaşattı...
Ancak kulaklarda Terim'in maçın devre arasındaki 'İnanın çocuklar bu maç bizim olacak. Çünkü biz müthiş takımız' sözü yankılanmaya devam etti.
İnanmış çocuklar bir kere
22 Aralık 2011 13:15