Beşiktaş taraftarı 8 yıldır aynı filmi izliyor. Beşiktaş iyi giderken başkan taraftarın %90'ına ters bir açıklama ya da icraat yapıyor ve akabinde Beşiktaşsever en az 3 maç kabus görüyor. Sonra futbolcular takımı göreceli olarak en azından saha içinde toparlamaya çalışıyorlar. Maaşlar özelinde yönetimin kulübü daha az kötü yönettiği ölçüde de bu toparlanma mümkün oluyor!
Dün akşam da Beşiktaş'ta özellikle ilk yarıda fark yaratan isim, sezonun önemli bir kısmında olduğu gibi Fernandes'ti. Beşiktaş maçın ilk yarım saatinde yine ofansif anlamda esti gürledi ama bir türlü gol olup yağamadı! Halbuki ilk yarının önemli bir kısmında sanki maç Sivas karı üstünde değil de Brezilya'nın Maracana Stadı'nda oynanıyormuşçasına Fernandes maestroluğundaki Beşiktaş topa hükmetti.
Rakibin iki katı daha fazla isabetli pas yaptı, 12 maçtır sahasında yenilmeyen Sivas'a karşı estetik açıdan üstünlük kurdu.
Bir yandan da 19 maçtır gol atan Sivas karşısında kalesinde değil gol tehlikesi, pozisyon bile görmedi.
Bu siyah-beyaz lehine 3 maçtır eksik olan ofansif-defansif dengenin kurulması ilk yarının kaderini belirledi. Beşiktaş Portekizce futbol çelişkileriyle dolu '4-3-25 metre boşluk-3' dizilişsizliğinden kadro kimyasına daha uygun bir dizilişle sahaya yayılınca 3 maçtır gol atamayıp bocalayan takım biraz toparlandı.
Gol duran toptan geldi. Duran toptan gol atmak ayıp değil! Bayern Münih 2012 yılında Bundesliga'daki tüm gollerini duran toplardan attı. Hele Fernandes gibi sarışın olsa duran toplarda Beckham'dan hiçbir eksiği olmadığını çok kişinin fark edeceği bir ustan varsa, duran toptan gol atmamak ayıp olur!
CARVALHAL HATALARI!
Ancak Carvalhal, 2. yarıda takımı geriye çekme hatasını bir kez daha tekrarlayınca işler tersine döndü. Carvalhal'ın bu maç dahil bu sezon yaptığı değişikliklerin büyük çoğunluğu belki de Beşiktaş tarihinde uzun yıllardır yapılan en hatalı değişiklikler.
Fernandes sadece bu karlı buzlu sahada değil icabında yerçekiminin olmadığı gezegenlerde bile futbol oynasa fark yaratır. Ancak Carvalhal bu kadar hatalı değişikliklere devam eder, başkan faktörünü de hesaba katarsak bu sezon da maalesef çöpe gider. Bu kadar borç varken Avrupa'ya gitmemek ya da gidememek ise en büyük kabus olur!