Sanırım Eskişehirspor’u Süper Lig’e çıktıklarından beri hiç bu kadar etkisiz bir günlerinde izlememiştim.
Tabii ki 70 dakika 10 kişi oynamaları büyük bir dezavantaj ama sadece fiziksel olarak değil, istek olarak da eksikler. Sanki hevessiz oynuyorlar hatta bazen oynuyor gibi yapıyorlar. Üst üste 4 pas yapamıyorlar, dikine gidemiyorlar; müsabakanın herhangi bir anında gol bulacaklarmış izlenimi vermiyorlar. Son anlarda uzaktan şutlarla bir-iki tehlike üretmeseler, Volkan neredeyse topla hiç buluşmadan evine dönecekti dün gece...
Maçın temposu çok düşüktü; daha doğrusu erken gol bulan Fenerbahçe tempoyu yükseltme ihtiyacı duymadı, Eskişehir’in de vitesi artıracak gücü yoktu. Sahaya çıkan 11 Eskişehirli’den tam yedisi 30 yaş üzerinde... Sonradan giren Serdar da öyle... Kenar adamları hızlı olsa kontra atak arıyorlar diyeceğim ama 32’lik Tello ve Kamara’yla öyle süratli bir hücum bulma şansları da yok. Savunmadaki yerleşim sıkıntılarından kaynaklanan bir gol, bir de kırmızı kartla işleri bitti diyebilirsiniz; ama Nadareviç’le zaten hep bu parselleme hatalarını yapıyorlardı. Süper Lig’in en teknik savunma ikilisini oluşturan Diego-Veysel’i neden bozdular, anlamak mümkün değil...
Fenerbahçe’nin de ideal defans dörtlüsünden üçü yok (Yobo, Serdar ve Ziegler)... Ama dün belki hayatlarında ilk kez bir arada oynayan Gökhan-Bekir-Bilica-Uğur dörtlüsü hiç sırıtmadılar; çünkü rakiplerinin onları zorlayacak halleri yoktu. Sahada zorlanan tek Fenerbahçeli, önce Veysel’le, sonra Alper’le, en son da kendisiyle boğuşmak zorunda kalan Emre’ydi; ama genç Eskişehirliler yine de onun orta sahayı geçip kenarlara attığı 30-40 metrelik kros pasları engelleyemediler. Maçın da kaderine bu kros paslar tesir etti zaten... Ama eğer Emre hakemle/rakiple/arkadaşlarıyla didişmek için harcadığı enerjiyi kendine saklamazsa, pek fazla hizmet edemeyecek gibi artık Türk futboluna. Kendini tüketmeye yaklaştı gibi...
Fenerbahçe iyi oynamıyor... Fenerbahçe bu sezon (belki Antep maçının son 40 dakikası hariç) hiçbir maçta geçen yılın ikinci yarısındaki gibi oynayamadı. Ama bu halleriyle bile lider oldukları için, motivasyon kaybetmedikleri için, hâlâ her maçı kotarabilecek birer farklı yıldız bulabildikleri için Aykut Hoca’yı bir kez daha tebrik etmek lazım.
Halsiz ve isteksiz
20 Kasım 2011 12:49