Güle güle Carvalhal!

Carvalhal’ı yere göğe sığdıramayanlar bakalım, bu Bolu faciasından sonra ne diyecekler, doğrusu merak ediyorum?

Alın Carvalhal’ın turşusunu kurun!

Sakatlıktan yeni çıkan ve aylardır maç eksiği olan Aurelio’yu ilk on birde sahaya sürmenin doğruluğunu bize kim anlatabilir?Kaldı ki, Aurelio sağlam da olsa bu takımda asla on birde yer alacak bir fotoğraf değildir. Onun yerine sahaya bir odun koyun, daha çok işe yarar!
Ernst, Veli ve Almeida’nın olmayışı, elbette büyük eksik...

Ancak büyük takımlarda bu oyuncuların alternatiflerini yaratamıyorsanız, ortaya çıkıp iyi bir teknik adam olduğunuzu asla savunamazsınız.

Efendim, seçimlerde kim işbaşına gelirse gelsin, Carvalhal ile yola devam edeceklerini sanmıyorum, hatta ummuyorum.

Teknik adamın başarısı istatistiki bilgilerde yatar...Carvalhal’ın karnesine bakıyorum, tüm derslerden sınıfta çaktığı gibi tutunacak bir dalı da kalmamıştır artık!

Yiğidi öldürüp, hakkını da teslim edeceksiniz. Boluspor, çeyrek finale bileğinin hakkıyla çıkmıştır, kutluyoruz.
Hatta, turu ikinci yarıya bıraktığı için de kızdık!
Kime mi? Tabi ki tek golün sahibi Ferhat’a...

İlk yarıda Ferhat üç net pozisyon yakaladı, boş kale yerine, zor olanı yaptı, topları hep dışarı attı.
Onun için sitem ettik.

Kartal’ın savunması ayrı skandal... Düşünün Ferhat, ilk yarıda üç kez Cenk ile burun buruna kalıyor !
Yanlış mı?
Neyse ki Ferhat, ikinci yarıda zorluk derecesi bir gole imza atarak, ilk yarıdaki ayıplarını örttü, hem alkış aldı, hem de takımını kupada çeyrek finale taşıdı.

Ancaak bir de Mustafa Pektemek’in pozisyonu var, Ferhat’tan önce...Bir oyuncu ancak bu kadar şanssız olabilir. Aynı dakika içinde Pektemek’in biri kafa olmak üzere üç şutu var, ikisi direğe, biri savunmaya çarpıp, geri döndü. Gol olsa, herşey belki ters dönecek, Kartal, bu büyük şoku yaşamayacak!
Tarih böylesi sürprizlerle dolu... Lüleburgaz ve Pendik faciaları... Hâlâ tozlu arşivlerde sıcaklığını koruyor.