Fatih Terim rüzgara göre hareket eden hocalardan değildir...
Bildiğini okur... Yani inadı sağlamdır...
Son haftalarda Kazım, Engin, Riera çok eleştirildi ya, inadına üçü birden ilk on birde oyuna başladı...
Allah'ı var, Engin bu inadın hakkını verdi de... Ama 'kötü şöhretinin' de hakkını verdi... En iyi oynadığı maçta kırmızı kartla oyun dışı kaldı...
Riera ile Kazım da 'kötü oynamanın' inadını veriyorlar...
Beyler, Hoca'nın inadına bu kadar güvenmeyin...
Bir bakarsınız, kemendi yemiş kulübedesiniz...
Aslında ilk yarıda çok durgun, çok yavaş, hatta pozisyon bulamayan bir Galatasaray vardı...
Ben Fatih Hoca'nın Milli Takım dahil, hiçbir takımını bu kadar 'temposuz' oynarken görmedim...
Niye böyle, anlamakta zorluk çekiyorum...
Kaldı ki ilk defa Baros-Elmander ikilisi ile başlamak, belki de orta alan oyuncularına da daha geniş alanlar açacak, Galatasaray'ı çok daha fazla gol pozisyonuna sokacaktı...
Bunların hiçbiri olmadı... Çünkü Engin ve Eboue dışında adının ve kalitesinin üstüne çıkan oyuncu olmadı... Kabul edelim ki, Galatasaray henüz kadrosunun hakkını veremiyor...
SOFRADAN AÇ KALKTI!
Ancak hoşuma giden bir şey var... Anadolu takımları önceki yıllarda dört büyüklerden Allah gibi korkarlardı... Şimdi adına, gücüne bakmadan çıkıp oynuyorlar... Kazanıyorlar, kaybediyorlar ama öyle peşin teslim olmuyorlar...
Sivasspor ikinci yarının başında kısa süreli bir yalpalanmanın dışında oyun disiplinine çok uyarak oynadı... Ama yaratıcı oyuncuları, Grosicki başta olmak üzere çok da etkili olamadı...
Bu maçın en zor işi hakeme düştü... Çünkü çok kritik kararlar vardı... Engin'in ilk yarının son dakikasında attığı gol 'Tehlikeli hareket'e çok yakın... Yani faul... Baros'un ilk düşüşü penaltı değil gibi... İkinci düşüşü penaltının babası... Kaleci Borjan'a sarı mı, kırmızı mı derseniz, o da tartışılır...
Bir de Semih'in ceza alanı içinde bir hareketi var... Sanki penaltı ve üstüne de bariz gol şansından kırmızı kart gibi... Engin'in gördüğü kırmızı da, Sivas kalecisi Borjan çok mu masum... Kartlık, cezalık bir durumu yok mu? Bana göre var ama hakem 'es' geçti... Elmander'in kırmızısına gelince... Senin gibi bir profesyonel, niye basarsın rakibinin aşil tendonuna... Sonuçta düdük kimdeyse kral o... Bize sadece tartışmak kalıyor...
Bir şey daha... Kaptanlığın elbette yaşı-başı, yılı yoktur da... Hakan Balta varken, Ujfalusi'nin kaptan çıkışı bana ilginç geldi... Hakan Balta, acaba baltayı taşa mı vurdu...
Galatasaraylılar, Fenerbahçe'nin puan kaybettiği bir haftada bu galibiyetten elbette mutludur... Hele son dakikaları dokuz kişi tamamladıktan sonra... İyi oyun bekleyenler derseniz, hiç kuşkunuz olmasın hepsi futbol sofrasından 'aç' kalktılar.
G.Saray iyi değil...
27 Kasım 2011 12:41