Düşünün bir futbolcu maçın adamı olmaya adayken, rakibine kafa atıp kırmızı görüyorsa bunun üzerine 'saatlerce tartışılmalı...'
Engin kendini savunacak bir tek söz söyleyemez... Ekmek yediği bir formaya bir futbolcu ancak bu kadar ihanet eder... Elmander gibi bir profesyonel rakibine arkadan tekme atıp oyun dışı kalıyorsa 'Bunun adı asla futbol olamaz...'
Neden, niçin, niye bu kadar kötü bir G.Saray? Neden Terim'in takımı bu kadar çözümsüz. Neden, neden, neden?
Oyundan, tempodan, futboldan zevk alan var mı bilmem.
Gitti, gidiyor denilen Baros renksiz geceyi biraz aydınlattı. Terim'in 2 forvetle başlaması verilmiş 'en doğru karardı.'
'Futbolu unutmuşcasına' oynayan Kazım'ı, çıtkırıldım Riera'yı, yan pas kralı Selçuk'u beğenen parmak kaldırsın. Tersini düşünenler göz doktoruna gitsin.
Biraz Elmander, biraz Baros gerisi boş bir maçta G.Saray'ı bu kadar etkisiz görmemiştim... Terim bize yıllarca öyle bir futbol izletti ki futboldan zerre kadar anlamayanlar bile oyundan zevk aldı. Dün maç sevimsizdi.
HOCAM ÇOK MUTSUZ
Engin'in ilk yarı biterken attığı gol, Baros'un yarattığı penaltı sorunları kapatmaya asla yetmez. G.Saray'a baş aktör lazım. Oyunu yönlendirecek, koparacak, yani Hagivari biri... Kanatları uçuracak oyuncular. Ve para yeterse golcü lazım...
Ve bence Baros hangi koşul olursa olsun kalmalı...
Özetle G.Saray maçı kazandı ama sevgili hocamın mutsuz olduğuna adım gibi eminim. G.Saraylılar acilen Fatih Terim'in o eski takımını görmek, izlemek istiyor. Hem de acilen...
G.Saray ağır yaralı
27 Kasım 2011 12:44