Maçın 75’inci dakikasında topla oynama oranları yüzde 65’e 35...
Galatasaray’ın 22 şutuna karşılık Fenerbahçe’nin (ikisi de 17’nci dakika içinde gelmiş) yalnızca 2 şutu var.
Kornerlerde de durum 8-0...
İnsan bu istatistikleri görünce, dün gece de El Clasic gecesi olunca ister istemez Barça-Real’le benzerlik kuruyor.
Üstelik iki maçın benzerlikleri yalnızca bu kadar da değil: 17’inci dakikada (Nou Camp’ta Khedira) Seyrantepe’de bu formayla ilk golünü atan beklenmedik adam Ziegler misafir ekibi öne geçiriyor.
50 dakika boyunca maçı tek kaleye çeviren ev sahibi ekipler, 70’lerde dengeyi sağlıyorlar.
Herkes bu dakikadan sonra maçı tek kaleye çevirmiş ev sahiplerinin ikinciyi bulacağını zannederken misafir takımların çabuk oyuncuları sonucu belirliyorlar: Ronaldo ve Stoch!
Yine garip şekilde, Barça’nın da Galatasaray’ın da hocaları şaşkın!
1-0 mağlupken Guardiola’nın (maçın baskısını kaldıramadığı her hareketinden belli olan Tello’yu değil) Xavi’yi çıkarması, Fabregas’ı 80’e kadar kenarda bekletmesi bir derbi şaşkınlığı hissi veriyor.
Dün gece Terim de şaşkın: 52’de Riera’yı, 61’de Baros’u soyundurup, tekrar giyindirdi.
52’de değişiklik tabelasında ismi yazan Hakan Balta, o dakikaya kadar Galatasaray’ın en iyisiydi!
Bu kadar pozisyon üretilen ve gol kaçırılan maçın hiç şüphesiz ilacı olabilecek Baros’u da 80’e kadar kenarda oturttu.
İki derbide de sonuç olarak, topa sahip olamamalarına, pozisyon üretememelerine ve neredeyse sadece kalelerini savunmalarına rağmen sakin kalan Kocaman ve Mourinho oldu kazananlar.
İki hocanın sakin kalmaları da kritik detay: Zira hem Kocaman, hem de Mourinho’nun geçmiş derbilerde alışkanlıklarının dışında şeyler denemeleri (Mourinho’nun orta sahada Pepe denemesi, Kocaman’ın 4-3-3 fantezileri) dikkat çekmişti.
Bu kez her iki hoca da takımlarının sezon alışkanlıklarının dışına çıkmadılar, bu da istedikleri skorla evlerine dönmelerinde başrol oynadı hiç şüphesiz...
* * *
Bir detayla bitirelim benzerlikleri: Cumartesi gecesi Pepe, Messi’ye sataştığında, Arjantinli yıldızı koruyan Casillas olmuştu. Pazar gecesi de bu açıdan harikaydı: Terim’in, Sow’un sağlığını merak etmesi, ayağına kramp giren Bekir’e ilk müdahaleyi Necati’nin yapması, Elmander-Bekir ve Hakan-Gökhan arasındaki samimi dostluk kıskanılacak cinstendi.
Kıran kırana futbol ve dostça mücadele için 28 futbolcuya da, iki hocaya da, 4 hakeme de sonsuz teşekkürler.
GS-FB ya da Barça-Real
23 Nisan 2012 13:33