Tribünde Gerets'i görünce 'Eyvah' dedim. Birilerine bilet kesilir, diğerine yer ayırtılır, birinin koltuğu, diğerinin sandalyesi. Oysa işin aslı başkaydı
Rüya gibi bir ilk yarıydı... Futbol adına neyi istiyorsanız bulabileceğiniz, 45 dakikada ben tribünlerde yoruldum...
Pozisyonları kaçırırım diye gözlerimi kırpmadım... Ujfalusi'nin geri kafa pasında top ağlara mı gidiyor derken heyecan tavan yaptı... 26. dakikada Amrabat herkesi çalımlayıp topu çaprazdan filelere göndermek isterken kalp ritimleri bozuldu...
Tempo bir an olsun düşmedi...
G.Saray da rakibi Kayseri de yılmadan, usanmadan, korkmadan gol için mücadele verdi.
Hele Melo'nun attığı goldeki organizasyon, vuruş beceresi abartmıyorum beni bir Barcelona, bir Real Madrid bir Manchester United maçlarına alıp götürdü...
Keyif veren futbolun hiç bitmesini istemedim...
İlk yarı bittiğinde etrafımdakiler bile nefes nefeseydi. Son yılların belki de en tempolu maçıydı... Futbolcular soluklanmaya gittiğinde tribünlerdeki G.Saray'ın eski teknik direktörü Gerets'i gördüm... Eyvah şimdi yine binlerce senaryo yazılır dedim kendi kendime. Birilerine bilet kesilir, diğerine yer ayırtılır, birinin koltuğu, diğerinin sandalyesi. Yani bir yığın ahmakça yaklaşımlar...
TERİM'İN KONUĞUYDU
Oysa Gerets maçtan önce Florya tesislerinde Fatih Terim'in konuğuydu. İki futbol adamı uzun uzun sohbet ettiler... Arkadaşlık, misafirperverlik en iyi şekilde yerine getirildi. İstanbul aşığı Gerets'in iki günlük gezisiydi o kadar?
İkinci yarıda tempo düşüktü... İlk yarıda insanın başını döndüren futbol yerini vasat bir oyuna bırakmıştı. Hakem Özgür Yankaya da önüne gelene sarı kart göstererek sisteme yardım etti... Bir-iki şutun dışında heyecan yapacak hiçbir şey yoktu... Elmander, Ujfalusi, Engin ve Melo'nun üst düzey mücadelesi kendilerini bir adım öne çıkardı...
Gerets niye geldi?
12 Şubat 2012 12:58