Büyük takım olmak, farklı bir çizgi. Sorunlu bir süreci de yaşasa, keyifsiz, moralsiz, güvensiz de olsa hatta bazen hani isteseniz yıkılacak gibi bile dursa, büyük takım farklı bir boyut.
Gençlerbirliği, dün bir yanılgının bedelini ödedi. Fenerbahçe'nin son haftalardaki formsuzluğunun üzerine, bir de Eskişehir'deki o perişan halini ekledi. Sezonun flaş ekiplerinden biriydi. İyi oynamakta, iyi mücadele etmekte, iyi sonuçlar almakta ve gerçekten de iyi gitmekteydi. Önüne gelenin salladığı Fenerbahçe'yi nasıl olsa 'ben de hırpalarım' dedi. Yanıldı. Çok ağır bir faturayı ödedi. Fenerbahçe bu sezon ilk kez bir takımın kalesine sadece ilk yarıda üç gol gönderdi. O takım, oyunu ve rakibi ciddiye almayan, adeta halı saha maçına çıkmışçasına oynayan ve nasıl bir yanılgıyı yaşadığını ancak maç bittiğinde anlayan Gençlerbirliği'ydi.
Büyük takımların sert düşüşler sonrası sert tepkiler vereceğini sanırım dün o da öğrendi. Aslında deplasman başarısızlıklarından sonra Fenerbahçe'nin ilk saha skorlarına baksa, Gençlerbirliği bu gerçekle zaten yüzleşirdi. Ama belli ki Kadıköy'e başta psikoloji ve istatistik olmak üzere bir dolu dersi çalışmadan gelmişti!
Henüz 2. dakikda gelen ilk golle Fenerbahçe keyifli bir başlangıcı yaptı. Hazırlanış, atılış, topun gittiği yer, golde hepsi güzeldi. Ama Sow'un golü, ondan çok daha güzeldi. Mehmet Topuz'un uzun bir süre sonra yaptığı orta ve Sow'un birinci sınıf vuruşu, bir bakıma "Yeter ki orta yapın, ben golü atarım" siteminin de iletilişi idi. 20. dakikada 2-0'la buluşan Fenerbahçe, sadece rahatlamakla kalmadı. İyi oynamaya da başladı. Epeyce bir süre sonra nihayet orta saha maça ağırlığını koydu. Bu hem takım savunmasına güç kattı. Hem de hücuma renk, hareketlilik ve keyif. Artık Fenerbahçe, Fenerbahçe gibi oynuyor, pozisyonlar, goller birbirini kovalıyordu. Gençlerbirliği iyice dağılmıştı. Ne hücumda varlık gösterebiliyor ne de gol olup yağan Fenerbahçe karşısında direnebiliyordu. Sezonun gol rekoruna giden Fenerbahçe, şimdi geçmişteki o sevimsiz görüntülerin acısını Gençlerbirliği'nden çıkarıyor ve taraftarını hop oturtup, hop kaldırıyordu.
Taraftarının özlediği Fenerbahçe buydu. Beklediği Fenerbahçe buydu. Sezon başından beri yolu gözlenen Fenerbahçe de buydu. O Fenerbahçe, nihayet kendi gerçekleriyle yüzleşmenin ve asıl kapasitesini sahaya yansıtmanın keyfini yaşadı, yaşattı dün. Gençlerbirliği ise büyük takımla oynadığını çok geç fark etmenin şaşkınlığıyla baş başa kaldı.
Geciken mutluluk
04 Mart 2012 12:46