İnsan kendi mutluluğunun mimarıdır.
Onca sıkıntı içinde bütün dertleri arkanıza atıp eğer başarıyı arıyorsanız; er geç o saadeti yakalarsınız.
İşte; şike davasında en derin sarsıntıyı yaşayan F.Bahçe dün gece o saadeti arayan insan gibiydi.
Şiir gibi başladılar maça; hız, tempo, sürat, şevk ve kazanma aşkı ile öyle bir yüklendiler ki, Mersin İ.Y.daha kafadan teslim oldu.
Başka da şansı yoktu güney ekibinin, bu oyun karşısında. Zira oyunun adı “güçlü ile güçsüzün yarışı”ydı.
Bu bölümde Aykut Kocaman‘a özel bir yer açmak istiyorum; F.Bahçe’yi bu zor dönemde teknik direktörden çok yaşam koçu gibi ayakta tutmayı başardığı için.
Nitekim, Semih‘in sakat, Bienvenu‘nün formsuz olduğu günlerde Alex‘ten forvet ürettiği için. Bienvenu hazır hale gelince de Brezilyalı sihirbazı gerçek yerine çekip, dünkü oyunun kurgusunu farklılaştırdığı için. O farklılaşan oyunda Emre‘nin yokluğunu, Özer‘le kapattığı için!
Hakkını teslim edelim, Özer‘in dün ilk yarıda kusursuz oynadı. Onun başlattığı her atakta Mersin savunması dengesiz yakalandı.
Bu arada sahaya aile saadetiyle çıkan Bienvenu‘nün jeneriklik gol vuruşunda kaleci Sehic‘i perdeleyen Özer ofsayttaydı. Hakem bu pozisyonu süzemedi, golü verdi. O gol, Bienvenu‘nün anne ve babasının oturduğu tribün önündeki gol sevinci abartılıydı. Sarı kart görmediği için sevinmeli.
Bir özel isim de Stoch‘tu, Özer ve Alex öyle güzel duvar paslarına girdi ki; anlatamam. O güzel oyununu Stoch kendine has jenerikli şutuyla da F.Bahçe’yi 2-0 öne geçiren golle süsledi.
Sonra... Bin bir gece masalı gibi bitecek sanılan oyunda F.Bahçe’yi ara ki bulasın!
SAĞLAM NE YAPSIN?
Devreyi 2-0 geride kapamışsın... Elindeki malzeme sınırlı, en etkili silahı Nobre dahi yok. Bu durumda ne yapsın Mersin’in hocası Nurullah Sağlam? İkinci yarı değişiklik silahına sarılıyor, N’duka‘yı oyuna alıyor, golü buluyor, ümitleniyor ama ötesi Erdal‘a rağmen hayal.
Fener’in şovu!
30 Ocak 2012 12:33