Eskişehirspor, saman alevi gibi bir parladı ve hemen söndü. Önde baskı uygulayarak ve oyunu karşı alana yıkarak başladı. İlk dakikalarda ayağa paslarla topa daha fazla sahip olarak oynadı.
Fenerbahçe savunmasını bir parça zorladı. Ancak basit bir gol yedi. Savunmasındaki yerleşme hatasının bedelini ödedi. Birkaç dakika sonra da Nadareviç, Bienvenu'yu faulle durdurup bariz gol şansını engellediği için kırmızı kart görünce, yalnızca skor avantajını değil, oyunun inisiyatifini de tümüyle rakibine devretti. Dakika 19'du. Ve beklenen, Fenerbahçe'nin artık tempoyu da yükselterek farklı bir skoru elde etmesiydi.
Ama olmadı. Çünkü Fenerbahçe, pas trafiğini yoğunlaştırmasına ve oyunu tümüyle kontrolü altına alır gibi gözükmesine karşın, etkili ve üretken bir oyunu oynayamadı. Ceza alanı içerisine yeterince girmekte, gol pozisyonu bulmakta zorlandı. Yakaladığı az sayıda pozisyonda ise son vuruş becerisini gösteremedi. Dahası uzatma bölümünde kalesinde Volkan'ın önlediği önemli bir tehlikeyi de yaşadı.
Şu bir gerçek; Fenerbahçe bu sezon başından beri keyif veren, heyecan veren, geçen sezonun hele de ikinci bölümüne yansıttığı oyun kalitesinin uzağında.
Özellikle de pozisyon üretiminde. Dünkü oyun da tıpkı geçmişteki çoğu oyunlarda olduğu gibi bunun göstergelerinden biri. Rakip daha 19. dakikada 10 kişi kalmış. Hücumu neredeyse hiç düşünemez bir konumu almış. Oyunu kendi alanında kabul etmiş. Ama gelin görün ki, Fenerbahçe, ne kanatları etkili bir şekilde kullanabiliyor. Ne aman aman bir şut atıp tehlike oluşturuyor ne de ortadan doğru dürüst gol girişiminde bulunabiliyor. Ancak bu haliyle bile Fenerbahçe, bu ligin lideri. Hem de puan farkıyla lider. Bu neyi mi gösteriyor? Sadece uluslararası platformlardaki başarısızlıklar sonrası masaya yatırma gereğini duyduğumuz futbolumuzun aslında ne durumda olduğunu gösteriyor.
Oyunda bir başka dikkat çekici olumsuzluk daha var. O da takım bünyesindeki ilişkilerin hangi noktada olduğu. Mesela, Emre'nin Gökhan Gönül'e el-kol işaretleriyle destekli fırçası! Fenerbahçe büyüklüğündeki bir takıma böyle bir görüntüyü vermek açıkçası hiç yakışmıyor. Evet, yaşanılan süreç sinirleri germiş, yıpratmış olabilir. Lakin bu düzeydeki bir takımın öfke kontrolünü yapması da gerekiyor.
Fenerbahçe günü kurtardı
20 Kasım 2011 13:21