"Uzak ve imkansız gözüken bir şey, bir anda yakın ve mümkün olabilir" demiş Tolstoy. 6 aylık bir aranın ardından herkes onun geri dönüşünü dört gözle beklerken, son 3 ay içinde gelen Avustralya Açık, Indian Wells ve Miami Masters şampiyonlukları muhtemelen Federer'in bile dimağında bulunmayan cinsten bir başarıydı...
Tenis tarihinin en büyüğü kim tartışmaları yapılabilir, herkes kendine göre değişik isimleri de söyleyebilir. Ama şu bir gerçek ki, Federer korta çıktığı zaman yarattığı etki bakımından tarihteki bütün isimlerden çok farklı bir yere sahip...
John McEnroe'nin 'korta onun kadar yakışan başka bir isim yok demesi' de, bir diğer efsane Mats Wilander'in "Bir şansım olsa Federer'in ayakkabası içine girip onun ne hissetiğini bilmek isterdim" açıklaması yapması da bu yüzden.
Rod Laver 78 yaşında bu zerafetten mahrum kalmamak adına hiçbir Federer maçını kaçırmıyor. Sampras kendi rekorunun kırılacağını bilmesine rağmen Los Angeles'tan kalkıp Wimbledon'un yolunu tutuyor ve en çok Grand Slam kazanma rekorunu kıran Federer'i ayakta alkışlıyor.
Federer'in kendi jenerasyonundan karşı karşıya geldiği birçok isim şu anda tenisi bırakmış durumda. Hatta şu anda rekabet halinde bulunduğu bazı oyuncuların antrenörlüğünü yapan kişi ile eskiden birçok kez karşılaştı Federer; tıpki şu anda kendi coachluğunu yapan Ivan Ljubicic gibi...
Düşüş yaşadığı dönemlerde tenisi ne zaman bırakacağı sorularıyla muhattap olurken de, Grand Slam kazandıktan sonra yaptığı açıklamalarda da Federer'in kendi adına verdiği mesaj hep tenise olan tutkusu olmuştur. Jordon'ı 38 yaşında basketbola döndüren de, Stephen Hendry'i 45 yaşına kadar Snooker oynatan da hep bu tutku olmuştur.
Sporun doğası gereği Federer de bir gün tenisi bırakacak ve o bu oyunu bıraktığı anda yaşanacak boşluk büyük ihtimalle hiç bir zaman dolmayacak...
YİĞİT YAMANER/ beIN SPORTS.com
YİĞİT YAMANER/ beIN SPORTS.com
