Ziraat Türkiye Kupası, futbol otoritelerini de iddaacıları da yanıltan sürprizlerle hepimizi şaşırttı. Sivasspor’un Galatasaray’ı, Antalyaspor’un Trabzonspor’u yenerek çeyrek finale yükselmesi gerçekten takdir edilecek başarı örnekleri...
Bu yıl Süper Lig’in play off grubu, sezon başında herkesin tahmin ettiği gibi Dört Büyükler’den oluştu. Ama Kupa’da kolay ezberlere yer yok... Rövanşsız, telafisiz maçlarda kendini gösteren, fırsatı değerlendiren her takım finale koşabilir... UEFA Avrupa Ligi’ne giden en kısa yol da Kupa şampiyonluğundan geçiyor.
Saracoğlu Stadı’ndaki Fenerbahçe - Samsunspor maçında konuk takımın Kupa’ya bakacak ne hali vardı, ne de şans arayacak gücü. Ev sahibi takım ise Kupa hasretinin 29. yılına girmişti... Aykut Kocaman ve futbolcuları, travma ile yaşadıkları sezonu, en büyük hasreti sonlandırarak bitirebilir, kuşaklar boyu bekleyen camiaya bir bayram armağan edebilirlerdi. Dahası, derbide Galatasaray’ı yenememenin sıkıntısı da Kupa tesellisi ile dağıtılabilirdi.
Kadın ve çocuk taraftarların yeniden nöbete geldiği Kupa maçına Fenerbahçe beklenen alternatif oyuncularla çıktı.
Yine de işlerini ciddiye aldıklarını gösterdi futbolcular... Dia, Bienwenu, Caner, Bekir, Aykut Hoca’ya hazır olduklarını hatırlattılar. Alex de kaytarmadan aynı ciddiyet ve hevesle takımının başındaydı...
Bienwenue, Alex ve Selçuk’un peşpeşe attığı gollerle sürpriz olasılıkları sıfırlandı...
Fenerbahçe’nin sadece play off’ta değil, Kupa’da da söyleyeceği sözünün ve iddiasının olacağı anlaşıldı.
İkinci yarıda maç, maç olmaktan çıktı... Bir jübile eğlencesine, veteranların oyununa dönüştü. Fenerbahçelilerin eski göz ağrısı Uğur Boral’ın Samsunspor formasıyla sergilediği hücum girişimleri de hüzünle izlendi. Stoch’la Serdar Özkan’ın itişip kakışması da çirkindi.
Her neyse...
Fenerbahçe çok sıkılmıştı... Biraz eğlendi!
F.Bahçe eğlendi!
22 Mart 2012 11:47