Futbol Federasyonu, Avrupa Şampiyonası'nda mücadele edecek (A) Milli Futbol Takımı'nda teknik heyetin ve futbolcuların şampiyonaya ilişkin görüşlerini "Euro 2008'e Mektuplar" adlı kitapta bir araya getirdi.
Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan'ın yazısının yanı sıra milli takımın her bireyine ikişer sayfa ayrılan kitapta, teknik heyet ve futbolcuların öz geçmişleri ve el yazılarıyla aktardığı görüşleri ve fotoğraflar yer aldı.
Başkan Doğan yazısında, Türkiye'nin turnuvanın en renkli ve heyecanlı ekiplerinden birisi olacağına inandığını ifade ederek, "Milli takımımızın zorlu Avrupa Şampiyonası sınavından başarı ile çıkacağından eminim" görüşünü kaydetti.
Finaller öncesi mükemmel bir hazırlık devresi geçirdiklerini belirten Teknik Direktör Fatih Terim, "Bu zorlu ve dengeli turnuvada diğer 15 takımın hedefi neyse bizimki de o. Sonuna kadar gitmek istiyoruz" dedi.
Antrenörlerden Metin Tekin, "Artık asla pes etmeyen, skor ne olursa olsun maçı çevirmeyi bilen bir takıma sahibiz ve Euro 2008'de bu özelliğimizin faydasını göreceğimizden kuşku duymuyorum" derken, kaleci antrenörü Eser Özaltındere, finaller boyunca milli takımın kalesinin emin ellerde bulunacağından kuşku duymadığını kaydetti.
FUTBOLCULARIN İFADELERİ
(A) Milli Futbol Takımı'nın 23 kişilik kadrosunda bulunan oyuncuların şampiyonayla ilgili görüşleri özetle şöyle: Volkan Demirel; "Avrupa Şampiyonası finalleri benim için hayallerimin gerçekleşme noktalarından biri. Kariyerimde ilk defa finallere katılacağım ve bu başlangıcın da hem benim, hem de milli takımımız için hayırlı olacağına inanıyorum."
Rüştü Reçber; "Türk futbolunun zirveye tırmandığı son 15 yıllık dönemin milli takımdaki tüm başarılarına ortak olmanın gururunu yaşıyorum. Euro 2008 finallerinde yepyeni bir ufka yol açıyoruz. Umutla, azimle ve kendimize güvenle doluyuz. Tecrübeli ve genç oyunculardan harmanlanmış takımımızdaki tüm arkadaşlarımın gözlerinde zafer ışığı görüyorum. 2002 yılında Uzak Doğu'dan zaferle dönüşümüzün keyfini dün gibi hatırlıyorum. Viyana'dan da aynı manzarayla döneceğimizi umuyorum."
Tolga Zengin; "(A) Milli Takım kadrosunda olmak, hem de Avrupa şampiyonası finalleri için seçilen kadroda yer almak bana bambaşka bir heyecan yaşatıyor. Euro 2008'i kariyerimdeki en önemli deneyim olarak görüyorum."
Gökhan Zan; "Euro 2008'e Türkiye damgasını basacağımızdan eminim."
Emre Aşık; "(A) Milli Takım formasını ilk giydiğim günden bugüne tam 15 yıl geçti. Bu 15 yıl sonunda 34 yaşına gelmiş bir oyuncu olarak milli takım kadrosunda yer almam da pes etmeyen yapımın kanıtı. Şimdi bu son büyük turnuvada yeni bir zafer elde etmek benim için çok anlamlı olacak."
Servet Çetin; "Kulüp takımlarında son dönemde yükselen bir başarı grafiğine sahip olsam da uluslararası platformda başarı hasretini en çok çeken oyunculardan biriyim. Ben ve arkadaşlarım sahaya yüreğimizi koyduğumuzda neleri başaracağımızı Avrupa'ya ve tüm dünyaya göstereceğiz."
Hakan Balta; "Şimdi sıra finallerde Türkiye'nin adını daha yüksek sesle duyurmaya geldi. Ben bunu başaracağımızdan en küçük bir şüphe duymuyorum."
Uğur Boral; "Türk insanının bizden neler beklediğini biliyoruz. Bu beklentileri karşılamak için terimizi son damlasına kadar akıtma kararlılığını taşıyoruz."
"DÜNYALAR BENİM OLDU"
Emre Güngör; "Finaller öncesinde çok farklı duygular yaşadım. İlk açıklanan geniş kadroda adımı göremediğimde büyük bir hüzün duymuştum, ama takım arkadaşım Servet Çetin'in sakatlanmasının ardından kadroya alındığımda dünyalar benim oldu. İnsan elbette hiçbir arkadaşının sakatlanmasını istemiyor, ama ben de elime geçen bu fırsatı çok iyi kullanarak, kamp ve hazırlık maçları sürecinde kendimi gösterip kadroda kalmayı başardım."
"İSTİKLAL MARŞI'NI OKURKEN YÜREĞİMİN TİTREDİĞİNİ DUYUYORUM"
Mehmet Aurelio; "Dünyanın birçok ülkesinde, farklı ülkelerden oyuncular, farklı milli takımların formalarını giyiyor. O oyuncuların hangi niyet ve duygularla hareket ettiğini bilmiyorum. Sahaya en az takım arkadaşlarım kadar heyecanlı çıkıyorum. İstiklal Marşı'nı okurken yüreğimin titrediğini duyuyorum. Euro 2008 benim için yepyeni bir deneyim, yepyeni bir heyecan."
Mehmet Topal; "Futbol kariyerimde bugün geldiğim noktaya bakıyorum ve 'İyi ki başlangıç günlerimde (Futbol oynayıp da boşuna vakit harcama) diyen babamı dinlemedim' diyorum. Biliyorum ki o günlerde futbol oynamamı istemeyen babam ve 'Oğlum bırak bu işi de yanıma gel' diyen annem de beni ay-yıldızlı formayla seyrederken gurur duyuyor, gözleri doluyor."
Emre Belözoğlu; "Sezonun büyük bölümünü sakatlıklar nedeniyle sahalardan uzak geçirmek, Euro 2008 finalleri için içimdeki futbol oynama isteğini kamçılıyor."
Tümer Metin; "2002 Dünya Kupası finallerinde yer almamak içimde bir ukdeydi. Şimdi Euro 2008'de, belki de oyunculuk kariyerimin bu son turnuvasında o başarının önüne geçecek bir zaferin parçası olacağım."
Hamit Altıntop; "Geçirdiğim ağır sakatlık ve ameliyatın ardından iyileşebilmek için çok yoğun çaba harcadım. Elemeler boyunca birlikte mücadele verdiğimiz arkadaşlarımı finallerde yalnız bırakmaya gönlüm razı olmazdı."
Ayhan Akman; "2000 yılında Hollanda ve Belçika'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek final oynayan kadroda yer aldım, ancak hiçbir maçta oynamadım. Dolayısıyla bu finaller benim için çok farklı bir anlam taşıyor."
Arda Turan; "Bu turnuvada geçmişte büyük heyecan ve gururla izlediğim 2002'deki Dünya üçüncülüğüne benzer bir başarıyı kazanacağımıza yürekten inanıyorum."
Tuncay Şanlı; "Euro 2008'i Türk futbolunun yeni yükseliş noktası olarak görüyorum."
Kazım Kazım; "Bana baktığınızda Türk olduğumu göremezseniz, İngiltere'de sokakta yürürken kimse Türk olduğumu bilemez. Böyle bir durumda Türkiye'nin milli takıma çağırması, benim için bir rüyanın gerçekleşmesi oldu. İkinci rüyam, finallerdeki kadroda yer almaktı. Şimdi üçüncü rüyamın gerçekleşmesini istiyorum, yani Avrupa şampiyonluğunu."
Gökdeniz Karadeniz; "Başarılı olacağımızdan kuşku duymuyorum. Bu başarı artık yavaş yavaş dışa açılmaya başlayan Türk oyuncuları için yeni bir ihraç dalgası oluşturacak."
Semih Şentürk; "En umutsuz zamanlarda bile kendimi geliştirmeye çalışarak sabırla fırsatın bana geleceği günü bekledim. Bu sezon ayağıma gelen fırsatları iyi kullandığımı düşünüyorum. Çok fazla oynamasam bile sezonu gol kralı olarak tamamlamam hem moralimi yükseltti, hem de kendime olan güvenimi artırdı."
Mevlüt Erdinç; "Türkiye'den önce Fransa genç milli takımlarından davet almış ve onlar için oynamaya başlamıştım. Türk Milli Takımı yetkilileri 'Bizim için oynar mısın?' diye sordular. Hiç düşünmeden 'Annem babam Türk, ben Türk'üm. Elbette oynarım" cevabını verdim. Bugün o cevabın beni taşıdığı noktayı düşündüğümde gurur duyuyorum."
