Çok uzun bir süredir F.Bahçe’yi takım olarak bu kadar kötü izlememiştik. Geçtiğimiz sezonun 2. yarısının ilk maçı olan Antalya maçında yine çok kötüydü F.Bahçe ama üzerindeki takım hüviyeti sayesinde kazanmıştı. Bir de A.Gücü maçını hatırlıyorum kaybettikleri, o maçta kötüydü sarı-lacivertliler adına ayakta kalan 3-5 tane oyuncu vardı...
Dün ise iyi oynadı diyebileceğimiz tek bir oyuncu yoktu F.Bahçe’de. Ne o yüksek hırsı ile tanıdığımız Emre vardı ne ateşleyici gücüyle takıma tempo kazandıran Topuz, ne sakin güç Gökhan ne de son haftaların yıldızı Caner. Bunlardan biri bildik performanslarını sergilese bile F.Bahçe’nin oyun yapısında çok ciddi değişiklikler olabilirdi. Ancak sarı-lacivertliler o kadar çok top kaybedip, o kadar çok savunma hatası yaptı ki kimse kendisine güvenemedi, ritmini bulamadı ve doğal olarak katkı sağlayamadı.
Eğer Alex’in yokluğu F.Bahçe’yi takım olarak bu kadar etkileyebiliyor, çok kötü bir ekip performansı sağlatıyorsa sarı-lacivertlierin işi çok zor demektir. Tamam Ziegler’in beklenmedik erken sakatlığı hesapları alt üst etmiş olabalir, tamam Sivas‘ın ilk golü bariz ofsayt ama daha 3 gün önce 10 kişiyle olağanüstü bir performans sağlayan takımın bu kadar büyük nefatif değişim göstermesinin gerekçeleri bunlar olmamalı.
ALKIŞLAR SİVAS’A
Aykut Kocaman’ın Alex’siz 11’ini de tartışmaya açmak gerek. Kaptanın yerine görünen 3 ihtimal vardı. O bölgede ya Sezer oynayacak ya Semih olacak ya da Selçuk ön liberoya gelip Emre, Alex’in rolünü üstlenecekti. Aykut hoca en beklenmedik olanı yani Sezer’i tercih etti. Oysa 4-4-2’yi sahadaki takım uzun yılardır çoğunlukla iyi oynamıştır. Alışkanlığı vardır ve gerektiği zamanlarda da 4-2-3-1’e kolaylıkla dönebilmiştir. Ve bu uygulamayı Alex yokken de genellikle Semih’le yapmıştır, yani olması gereken Semih’tir...
Ama Sivas’ın da hakkını verelim. Dün öyle güzel alan daraltıp kontraya çıktılar ki dirençsiz F.Bahçe orta sahasında Semih de olsa çok şey değişmezdi.
2 takım açısından da sonuç anlamında değil ama sahadaki mücadele anlamında bir onur yarışı vardı. Hem F.Bahçe hem de Sivas başkanlarından yoksun oynuyorlar. Her şike konusu gündeme geldiğinde yükselmeye başlayan omuzları yeniden düşüyor. Dedikodulardan, haberlerden etkilenmemeleri mümkün değil. Oynadıkları her maçta mesaj vermeye çalışıp ‘Yıkılmadık ayaktayız’ demeye uğraşıyorlar. Açıkçası çok zor bir iş yapıyorlar. Arada çabalarının boşa gideceğini bile düşünüyorlar. İşte bu psikolojik ortamda böylesine onurlu bir çaba sarfeden 2 takımı da kutlamak lazım ve mükemmel bir performans sergileyen Sivas’ı yürekten alkışlamalıyız.
En kötü F.Bahçe
05 Kasım 2011 12:45