Türk insanı için Ay-Yıldız'dan daha önemli bir milli değer olabilir mi?
Elbette olamaz...
Ama biz, sırf takım rekabeti uğruna dün akşam Ay-Yıldızı ıslıklayıp, yuhaladık...
Ay-Yıldız'ın kaptanı Emre'yi değil, Ay-Yıldız'ı ıslıklayıp, yuhaladık...
Kimse kusura bakmasın, bu ayıp da bize yeter...
Emre'ye kızabilirsiniz, Emre'yi agresif bulabilirsiniz, Emre'ye karşı bir rekabet duygusu taşıyabilirsiniz...
Hepsi tamam, hepsi kabul...
Ama Emre'yi Ay-Yıldızlı forma içinde böyle protesto edemezsiniz...
Tek kelimeyle ve en hafifinden söyleyeyim 'yanlış' oldu...
Zaten acımasız, hoşgörüden uzak, linç kültürü taşıyan bir futbol ikliminde yaşıyoruz...
Öyle olmasaydı, Türk futbolunun yıldızı Arda Turan böyle kaçar mıydı?
'Gider miydi?' demiyorum, 'Kaçar mıydı?' diyorum...
Öyle ya...
Galatasaray'dan bir milyon euro daha az veren bir kulübü seçti...
Doğup büyüdüğü Galatasaray'da kaptanlığı bırakıp gitti...
NE YAPAYIM GALİBİYETİ
Üstelik asla Galatasaray'dan daha büyük olmayan bir takımı tercih etti...
Böyle bir gidiş, böyle bir hedef olmaz...
Arda gitmedi... Arda kaçtı...
Bu acımasız ve sert futbol ikliminden kaçtı...
Arda'yı ağzına sakız edenler şimdi kına yaksınlar...
Adamı önce bunalttık, sonra kaçırttık...
Bize şiddet yasası, hiddet yasası, hepsi nafile...
Bildiğimizi okuyoruz...
Böyle bir ortamda, insan Milli Takım'ın emeğine de acıyor...
Gökhan Gönül'ün iyi başlangıcı...
Kazım'ın etkili futboluna dönüşü...
Orta alanın Selçuk'ları...
Islık ve protesto yağmuru altında penaltıyı alan, penaltıyı atan, Kazım'a ikinci golün asistini yapan Emre...
Ama hepsini gölgede bırakan ıslıklar, protestolar...
Ne yapayım böyle galibiyeti...
Emreler... Ardalar...
11 Ağustos 2011 13:43
![Emreler... Ardalar...](https://media04.ligtv.com.tr/img/news/2011/8/11/h1_kazin.jpg)