Seyrantepe’de iki perdeli bir oyun oynandı dün gece: 65 dakikalık ilk perdede tek taraflı bir Galatasaray oyunu vardı; zaten iki gol de bu bölümde geldi. İlk 65 dakikada Galatasaray 4-4-2 oynadı gibi gözüküyor ama aslında Elmander’in orta sahayla Baros arasında köprü olmak için ne kadar çaba gösterdiğini dikkate alırsanız; bu düzene 4-4-1-1 demek de mümkün. Zaten Elmander’in Bolton’da Davies’le çift santrfor oynadığında rolü de aşağı yukarı buydu.
İkinci perdede, (yani son 25 dakikada) Cerny / Rasmussen değişikliği+Engin’in kırmızı kartı sonrasıysa ibre misafir ekibe döndü. (Aynen Celutska gibi) Danimarka’daki U21 Avrupa Şampiyonası’nın ürünlerinden olan Cerny’nin sağ açığa, Pedriel’in santrfora geçtiği son bölümde Sivas etkili hücum etti ama çabaları beraberliğe yetmedi. Engin ve Elmander gördükleri lüzumsuz kartlarla Sivas’a yardımcı olmaya çalıştılar(!) lâkin dünkü maçı Eneramo’nun tribünden, Grosicki’nin de içeriden izliyor olması mağlubiyeti hazırlayan faktörlerdendi. Tabii Grosicki’yi içeriden izlemeye zorlayan Eboue’yi de tebrik etmek gerek.
* * *
Maçın kritik kararlarına gelince... Hakemin 54’te Baros-Hayrettin, 65’te Semih-Pedriel arasındaki mücadelelere penaltı çalıp çalmamasıyla ilgilenmiyorum doğrusu. Yalnız o iki pozisyonla ilgili anlamadığım bir şey var: Eğer Yıldırım, Hayrettin’in Baros’a (veya Semih’in Pedriel’e) müdahalesi olduğunu düşünüyorsa penaltı çalardı. Hayrettin’in Baros’a müdahalesi olmadığını (yani Baros’un kendini yere bıraktığını) düşünüyorsa o zaman Çek oyuncuya sarı kart göstermesi gerek. Aynı durum Pedriel için de geçerli... Pozisyonlarda üçüncü bir şık yok (Yani Baros’un ve Pedriel’in pozisyon icabı yere düşmeleri gibi bir durum söz konusu değil)... Yıldırım her iki pozisyonda hem penaltı kararı vermedi, hem de Baros’a/Pedriel’e kart göstermedi. Ben pek anlayamadım doğrusu bu kararları...
Engin’in kartıysa başka bir gariplik... Galatasaray’ın üstün olduğu ilk 65 dakikada Selçuk-Engin orta sahasının başarısı gerçekten kayda değerdi. Eğer Engin yaptığı işin biraz kıymetini bilse, bu genç adamın yeteneğine ve mesleğine biraz saygısı olsa bu ikiliye 2014 yolunda milli takımın da göbeğini rahatlıkla teslim edebilirdiniz. Ama Engin bu kafayla yaşamayı sürdürürse ona hiçbir hocanın hiçbir formayı düzenli teslim etmesinin zor olduğu aşikâr.
Elmander, Cerny, Engin
27 Kasım 2011 12:39