Tenis dünyası Martina Hingis'e veda ediyor. Şimdi 29 Ekim'de sona erecek WTA finalleri sonrası kortlara veda etme kararı alan İsviçreli ünlü tenisçinin parlak kariyerinin satır başlarına bakalım...
Steffi Graf'ın hala kortlardaki hakimiyetini sürdürdüğü 90'lı yılların ortasında, gencecik ve sempatik bir kız olarak tenis dünyasına adımını attı Martina Hingis. Yaşı küçük ancak oyunu büyüktü. 1996'da henüz 15 yaşındayken Wimbledon çiftlerde şampiyonluk yaşadığında, adını Grand Slam turnuvaları tarihinin en genç şampiyonu olarak tarih kitaplarına yazdırıyordu. Başarı basamaklarını çok hızlı tırmandı. 1997'de, henüz 16 yaşındayken Wimbledon tekler şampiyonu oldu.
Dünya, 1887'den beri en genç Wimbledon şampiyonunu alkışlıyordu. Üstelik o yıl Avustralya ve Amerika Açık'ı da kazanmıştı. Başarıları bununla sınırlı kalmadı. 1988 ve 1999'da Avustralya Açık'ta 2 kez daha zafere ulaştı. Fransa Açık'ta ise 2 kez final oynamasına karşın şampiyon olamadı. Steffi Graf'a karşı kaybettiği dramatik 99 finali belki de kariyerinin dönüm noktasıydı. O yenilgiden sonra bir daha toparlanamayan Hingis, henüz 22 yaşında emeklilik kararı aldı. "Bir daha asla tenis oynamayacağım" dese de, 2006'da kortlara geri döndü. Ancak Wimbledon sırasındaki doping testlerinde kanında uyuşturucuya rastlanınca, bir yıl sonra yeniden emekli oldu. Uyuşturucu kullandığı iddialarını kesin bir dille reddeden Hingis, 2013 yılında sadece çiftlerde mücadele etmek amacıyla bir kez daha tenisseverlerin karşısına çıktı. Tenis tarihinin en başarılı çiftler oyuncularından biri kabul edilen Hingis, 10 büyük turnuva zaferi yaşadı. Efsanevi İsviçreli tenisçi Roger Federer'in de ilham aldığı isimlerin başında gelen Hingis, artık 37 yaşında emeklilik günlerinin tadını çıkaracak.