Brezilya için Dunga’nın ‘başarılı helvası’ desek yeridir. Nasıl mı?
Dünyanın en iyi defanslarından Maicon, Lucio, Juan ve arkalarında dünyanın en iyi kalecisi Cesar. Sol bekte Fransız ligi temposunda ve sertliğinde, bir Brezilyalı inceliğinde Bastos. Önlerinde İtalya’da sezonun en kötü transferi olarak gösterilen Melo ve geçen yılın Avrupa’daki en yumuşak takımlarından Panathinaikos ve G.Saray’ın iki pahalı futbolcusu Elano-Gilberto. Forvette sezonun yarısından çoğunu sakat geçiren Kaka ve Fabiano. Yanlarında da İngiltere’de forma bulamayıp milli takımda şansını arttırmak için ülkesine dönen Robinho...
‘Toplasanız, Brezilya’dan bu takım mı çıkar?’ dersiniz. Üzerine kitaplar yazarsınız. Ama Dunga çıkartıyor işte. Türkiye’de bahsettiğimiz helvanın yapımı bu olsa gerek. Eldeki futbolculardan daha doğrusu güvendiklerinizden, yola çıkacaklarınızdan bir takım yaratmak... Dunga’nın tekniği ve taktiğinden fazla bahsetmeyeceğim ama sahaya sürdüğü 11 futbolcunun birbirleriyle uyumundan ve verdikleri takım reaksiyonundan dolayı kendisini tebrik etmek gerek.
AMA aynı şeyleri Fildişi konusunda söylemek zor. Çok kaliteli futbolculardan sadece tekme atmaya çıkmış bir takım yaratmak ne Sven-Goran Eriksson’un geçmişine ne de bu takımın potansiyeline yakışıyor.
ŞANS YANLARINDA
Brezilya'nın bu kısır Dünya Kupası’nda bu 11’le başarılı olacağını söylemek ne kadar büyük bir kâhinlikse, başarısız olacağını söylemek de o kadar zor değil aslında.
Karmakarışık bir takım. Sonunda kazanıyorlar ama şu bir gerçek ki takım olgusunda verdikleri olumlu sinyaller oyun kalitesinde yok. Fabiano’nun Dünya Hentbol Şampiyonası’nın en güzel golü olabilecek golü, G.Saray’da ligi 3 golle kapatan Elano’nun Dünya Kupası’nda 2’de 2 yapması Dunga’nın aynı zamanda şanslı bir teknik direktör olduğunu da gösteriyor.
‘Toplasanız, Brezilya’dan bu takım mı çıkar?’ dersiniz. Üzerine kitaplar yazarsınız. Ama Dunga çıkartıyor işte. Türkiye’de bahsettiğimiz helvanın yapımı bu olsa gerek. Eldeki futbolculardan daha doğrusu güvendiklerinizden, yola çıkacaklarınızdan bir takım yaratmak... Dunga’nın tekniği ve taktiğinden fazla bahsetmeyeceğim ama sahaya sürdüğü 11 futbolcunun birbirleriyle uyumundan ve verdikleri takım reaksiyonundan dolayı kendisini tebrik etmek gerek.
AMA aynı şeyleri Fildişi konusunda söylemek zor. Çok kaliteli futbolculardan sadece tekme atmaya çıkmış bir takım yaratmak ne Sven-Goran Eriksson’un geçmişine ne de bu takımın potansiyeline yakışıyor.
ŞANS YANLARINDA
Brezilya'nın bu kısır Dünya Kupası’nda bu 11’le başarılı olacağını söylemek ne kadar büyük bir kâhinlikse, başarısız olacağını söylemek de o kadar zor değil aslında.
Karmakarışık bir takım. Sonunda kazanıyorlar ama şu bir gerçek ki takım olgusunda verdikleri olumlu sinyaller oyun kalitesinde yok. Fabiano’nun Dünya Hentbol Şampiyonası’nın en güzel golü olabilecek golü, G.Saray’da ligi 3 golle kapatan Elano’nun Dünya Kupası’nda 2’de 2 yapması Dunga’nın aynı zamanda şanslı bir teknik direktör olduğunu da gösteriyor.
BEKLEDİĞİMİZ kadar gollü ama beklemediğimiz kadar bol tekmeli bir maç oldu. Sonuçta Brezilya kazandı, Fildişi Sahili kaybetti. G.Saray ise Elano Blumer’in attığı ikinci golle bol sıfırlı Eurolar’ı görürken sakatlanıp çıkmasıyla şoke oldu.
