DÜNYA Kupası elemelerinde evimizde yaptığımız ilk maçı 3-0 gibi net bir skorla kazandık. Şurası bir gerçek ki Estonya’dan çok daha iyi futbolculara sahip, çok daha iyi bir takımız. Bu nedenle hemen herkes de rahat kazanırız düşüncesi vardı. Maç başladı, 20. dakikaya kadar yani Enar Jaager kırmızı kart görene kadar Astonyalılar bizimle başa baş, hatta zaman zaman daha iyi oynadılar.
ESTONYA 10 kişi kaldıktan sonra artık maçın tek hakimi Türkiye’ydi. Şunu da unutmadan söyleyeyim: Dün çok arzulu ve iştahlı bir milli takım vardı. Kalecimiz Tolga’ya 90 dakika boyunca neredeyse hiç iş düşmedi. Maç 0-0’ken Ömer’in ceza sahası içinde rakibine yaptığı hareket net bir penaltıydı. Ama hakem penaltıyı verse, Estonya 1-0 öne geçse yine kazanırdık. TEKNİK direktör Abdullah Avcı, Hollanda maçında olduğu gibi bu maça da Selçuk’suz başladı. Basının inanılmaz eleştirilerine rağmen Selçuk 11’de yoktu. Şimdi çoğunluk Avcı için diyecek ki “Ben basının sözüne bakıp oyuncu oynatmam.” İnadına yine oynatmadı.. Kesinlikle katılmıyorum. Tanıdığım Avcı böyle kompleksli biri değil.
EMRE GENÇLEŞMİŞ
EMRE’Yİ çok beğendim. Sanki gençlik aşısı yaptırmış. Solda Hasan ali ve Sercan’ın uyumu adeta bir makine gibiydi. Umut’un attığı goldeki yakın direğe hamle yapıp kafa şutuyla topu ağlara göndermesine bayıldım. Geçen sezonun gol kralı Burak’a gelince. ‘Ben de gol atayım’ düşüncesiyle zaman zaman egoistlik yapıp gereksiz yerlerden gereksiz şutlar attı. Evet 3-0 kazandık. Ve rakip 10 kişi kalınca tek kale oynadık. Herkes görevini yaptı ama bana göre maçın görünmeyen kahramanı Mehmet Topal’dı. Neredeyse ‘0’ hata ile oynadı.
HAKEMİN Estonyalı Jaager’e kırmızı kartını çok ağır buldum. 3-0’a tabii ki çok sevindim ama kulübede oturan Hamit’in ve golü atan Selçuk’un yüz ifadeleri çok canımı sıktı. 2’si de haklı olabilir. Ama profesyonel futbolcunun hele ki milli takım forması giyen bir futbolcunun küsmeye, darılmaya ve surat asmaya hakkı yoktur.
Canımı sıktılar
12 Eylül 2012 11:18