Cambaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bursaspor'da başkan İbrahim Yazıcı'nın vefatından sonraki dönemde güvensizlik, memnuniyetsizlik ve bitmeyen bir dedikodu ortamının hakim olduğunu tespit ettiklerini, bu sorunları giderme adına arkadaşlarıyla "Ne yapabiliriz?" düşüncesine girdiklerini söyledi.
Bu çerçevede, son dönemde yaşanan tüzük değişikliğiyle birlikte bağımsız denetim kurulu adaylığını koymaya karar verdiklerini anlatan Cambaz, "Buna karşın Bursa'da ortak bir akıl, ortak bir başkan adayı çıkmadığını gördük. İnsanlar şu an ne yapacağını bilmiyor. 4 aday var ve kimse yanlış anlamasın tespitim bu; seçimden hangi başkan adayı çıkarsa çıksın büyük çoğunluğun içine sinmeyecek." diye konuştu.
Cambaz, Bursaspor'da şu an takımın durumunun ortada olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Dedik ki, en azından insanların içine sinmese de insanlar şunu düşünsün; bu yönetimin arkasından bir bağımsız bir denetim kurulu var, bunlar beraber istişare ederek gerekirse danışmanlık yaparak, yönetimin hatalarını göstererek, bir arada bu işi götürsünler. Bununla alakalı Türkiye'de denetim kurulları bugüne kadar atıl bir vaziyette angarya kurul haline getirilmiş. Tüzüğümüzden önce denetim kurulları başkan adaylarının çarşaf listesinde yer alıyor, başkan adayları kendini denetleyecek organları kendisi belirliyor, daha sonra kendi faaliyetlerini aynı organ tarafından denetlenmesini istiyordu. Bir nevi davulla tokmak aynı elde. Haliyle denetim kurulundaki arkadaşlar da bağımsız bir şekilde bu işi hakkıyla yerine getiremiyordu. Bu bir eleştiri değil tespit."
"Çağdaş bir yönetim modelinin temeli iç denetim"
Yeşil-beyazlı kulüpte yeni tüzük değişikliği ile birlikte denetleme kurulunda bağımsız adaylığın söz konusu duruma getirildiğini anlatan Cambaz, şöyle devam etti:
"Biz de bu anlamda adaylık başvurumuzu yaptık. Bir kulüpte iç denetimi yapan organ denetim kuruludur. Çağdaş ve kurumsal bir yönetim modelinin temeli iç denetim. Dolayısıyla şeffaflık ve denetlenebilirlilik açısından yönetimin dışarıda güven duygusunu artırması açısından bağımsız denetim mevcut yönetimler için de çok mantıklı. Onların yararına bir şey. Korkulacak bir durum değil, aksine onların işleyişine kolaylık sağlayacak, onlara rahatlık sağlayacak bir olay. Başkanlarımızın genelde şöyle bir yakarışı var; 'Bursa'nın sanayicileri Bursaspor'a destek olmuyor.' Şimdi bir kaç sanayiciyle konuştum. İnsanların kafasında, özellikle son 5-6 yıldan bu yana oluşan güvensizlik, memnuniyetsizlik ortamında hep bir soru işareti var. Bağımsız bir denetim kurulu olursa sanayicilerin de kafasında bir soru işareti kalmayacak. Bilecekler ki bu yardımlar, Bursaspor'un amacı doğrultusunda kullanılıyor."
Kurulun Türkiye'de örneği olmadığı için insanlarda genelde bir korku oluşturduğunu dile getiren Cambaz, "Usulüne uygun yapıldığı sürece denetleme kurulu her türlü bilgi, belgeyi yönetimden ister, inceler ve geri iade eder. Bununla alakalı denetim kurulu bağımsızdır. Ama bugüne kadar bağımsız olamamıştır. Biz adaylığımızı 28 Nisan'da açıkladık." değerlendirmesinde bulundu.
Cambaz, listelerinin 3 asil 3 yedek kişiden oluştuğunu ancak kendilerinin asil-yedek ayrımı yapmadan çalışmalarını 6 kişi yürüttüklerini belirtti.
Denetim kurullarının Türk futbolunun kanayan yarası olduğunun altını çizen Cambaz, şunları kaydetti:
"Baktığımızda Süper Lig'de 18 takımdan 15'i şuan ticari anlamda iflas durumda. Bunun sebebi sadece yönetici hataları, transfer hataları değil, iç denetim eksikliği. Yani kulüplerde insanlar aynı yöne doğru gidiyor farklı düşünen kimse yok.Türkiye'de denetim kurulları yönetime bağlı. Ayrı hareket edemiyor. Sadece Bursaspor'da değil, Türkiye'de sistem bu. Bunu yıkmak, Türkiye'ye bir rol model olmak amacı ile çıktığımız yolda bunları gerçekleştirmek istiyoruz. Olmazsa da bir farkındalık yaratmış olacağız."
Cambaz'ın listesindeki üyelerden Tayfur Serdar Güllülü de seçilmeleri halinde Türkiye'de bir ilkin Bursaspor'da gerçekleşeceğini, yönetim kurullarının bağımsız bir denetleme kurulu tarafından denetlenebileceğini anlattı.
Güllülü, bu sistemin Almanya'da uygulanmaya başlamasının ardından kulüplerin ekonomik rahatlığa ulaştıklarını belirterek, Türkiye'ye de bu sistemin kulüpleri rahatlatacağını iddia etti.
