Rahat olması gereken G.Saray gergindi...
Gerginlikle telaşı birleştirdiler, ne yapmak istediklerine de kimse anlam veremedi.
Yetmiyormuş gibi Cüneyt Çakır'ın anlamsız düdükleri de sıkıntıları bin kez artırdı.. Burak golü atmadan önceki pozisyonda Alanzinho'ya yapılan 'asla faul değildi...'
O anda itirazlar devam ederken Burak çoktan golü atmıştı bile...
Evet Cüneyt Çakır ve yardımcıları başarılı değildi ilk yarıda. Ancak esas hayal kırıklığı Necati ve Baros'tu.
Bırakın pozisyona girmeyi birbirlerini engellediler. Saç baş yolduran ikili olarak kayıtlara geçti...
Trabzonspor tüm hamlelerinde hep galip çıktı... Zokora ve Colman ikilisine hayranlık, Burak Yılmaz'a da saygı duydum. Ve hep Elmander aklımdan geçti...
Keşkelerle kafam allak bullaktı...
Türkiye'nin üzerinde futbol oynayan, en yakın rakibine katlamalı puan farkı atan G.Saray'ın ne hakeme, ne Elmander'in olmayışına ne de başka bir sebebe sığınacak hakkı yok.
İkinci yarı başladığında G.Saray tempoyu yükseltti... Cüneyt Çakır da, sarı- kırmızılılar da formdaydı...
Oyuna giren Sabri, Necati değişikliğinde 'sinirden gülmeler yansıdı suratlara... Sabri'ye burun kıvıranlar penaltı yaptırdığında 'Aslanım, koçum' diye havalara zıpladılar...
Mehmet Batdal'ın 'hayatını değiştirecek pozisyonda' topu labubalilik yüzünden kaleciye çarptırması inanılır gibi değildi. O an Mehmet Batdal'ın bittiği andı.
Özetle; G.Saray 200 km. süratle giderken, aniden frene bastı...
Araçtakiler kafaları sağa sola çarpıp ne olduğunu anlamaya çalışıyor hala... Dizleri tutmayanlar, rengi atanlar, terleyenler fazlaca...Herkes çığlık çığlığa...
Bu sadece bir acı fren... 2012 model araçta, yolcularda sapasağlam....Ama şans her zaman insanın yanında olmaz değil mi ? Haydi hayırlı yolculuklar...
Çabuk dön Elmander
26 Mart 2012 14:33