Beşiktaş’ın Bragalı Teknik Direktörü Carlos Carvalhal, doyduğu yeri doğduğu yere galip getirmek zorundaydı.
Bunun için moral ve fizik güç olarak yıpranmış takımıyla kalabalık bir orta alan mücadelesi yapıp, sürpriz ataklarla gol arama yolunu seçmişti. Dörtlü savunmanın önünde beşli orta alan vardı ve en önde de tek başına Quaresma... Ona top çıkarılırsa, o da boş alanda buluşabilirse, çalımlarıyla, hızıyla gole gidebilirdi. En azından gol yenmemek istenen ilk yarım saat için yerinde bir düşünce sayılabilirdi.
İlk yarım saatte gol yenmediği gibi hesapta olmayan bir avantaj da ele geçti. Braga 29.dakikada 10 kişi kaldı! Ama maç boyunca önde basmayı sürdürdüler. Bunda biraz da Beşiktaş’ın bir ve ikinci bölgesinde kalabalık durmaktan vazgeçmemesi rol oynadı. Barbosa’nın ‘aldatma’ gerekçesiyle gördüğü ikinci sarıyı bir Beşiktaşlı görseydi hakeme çok kızardık.
Şu gerçek ki Beşiktaş’ın oyun anlayışı genelde işe yaradı. Ancak rakip azaldıktan sonra yeni goller arayacak bir oyun değişikliğine gitmek çağdaş futbol mantığına daha uygundu. Evet de... Bu ancak o gücünüz var ise yerine getirilebiliyor.
Carvalhal Braga mücadelesini çok belli idi ki 180 dakika olarak planlamıştı. Hem de arasında G.Birliği ile oynanacak maç bulunan bir mücadele. Sivas’ta kanıtlandı ki Beşiktaş yüksek tempolu maçlarda yorulup, yıpranıyor ve ikinci yarıda becerilerini göstermekten kopuyor. Bu geçeği es geçmez isek, oyun mantığını doğru bulmamız gerekir.
Fernandes ikinci yarıda hücuma daha yakın oynatılabilir ve bununla Quaresma’nın etkinliği artırılabilirdi. Fernandes fark iki olana değin çok önde kalmadı, ama o topu attı, Simao da ikinci golü buldu.
Beşiktaş, giderek risk alan Braga’yı hızlı çıkarak avlayabilirdi. Ancak hücum için öne çok çıkan rakibin kapanmasına fırsat vermeden ani hareketlenmek gerekiyordu. Bilet almadan piyango çıkmasını bekleyemezdiniz.
Evet ya bunun için de bir yandan fizik güce yanı sıra özgüvene gerek vardı. Dört maçtır kazanamayan bir takımda kaybetme endişesinin baskısını duymak doğaldı. Sık aralıklarla yapılan maçların Beşiktaş’ı fizik güç kaybına uğrattığı da gerçekti. Her şey bir yana, güzel bir sonuç var ortada. Hem AL hem SL bir umut demek. Bu kazancı ileri taşımak gerek.
Büyük bir adım
15 Şubat 2012 11:05