Seyrantepe’de ağır yenilgi aldık, bu doğru... 90 dakika boyunca sahaya hemen hemen olumlu hiçbir şey yansıtamadık, Volkan’dan Burak’a kadar tüm takımın çok düşük viteste oynadığı çok üzücü bir akşam geçirdik.
İlk 11’le ilgili eleştiri yapmak da zor; ulusal takımın başına hangi yerli hocayı koysanız eminim dün gece aşağı yukarı bu dizilişle sahaya çıkardı. Sadece bir tek şeyi aklım almıyor: Hafta sonu Galatasaray da Mersin önüne bire bir bu formasyonla sahaya çıkıyor, Terim, Sabri’ye aynen dün geceki görevi (üçlü orta sahanın sağını) veriyor. Cumartesi akşamı Eboue ile Kazım arasında sıkışan Sabri sahaya hiçbir şey koyamıyor, o oyununun ödülünü 6 gün sonra Gökhan’la Hamit’in arasına yerleştirilerek alıyor! İkinci devrenin başındaki Töre/Gönül değişikliğini görünce insan ister istemez düşünüyor, acaba bu dizilişle başlamak daha akılcı olmaz mıydı? Ya da aday kadroda o pozisyon için Mehmet Topuz düşünülemez miydi? Bir dönem Mehmet Topal kadrodan aforoz ediliyor gibiydi, şimdi de aynı mesaiyi Topuz mu yapıyor? Milli takım seçicileri sokaktaki en makul adama bile bu soruları sordurur duruma geldiyse, biraz da hatayı kendilerinde aramalılar belli ki...
Maça hangi 11’le başlasak durum değişmeyebilirdi çünkü çok garip bir akşam yaşadık: Birisi Biliç’e önceki gün gelse ve kariyerinin çoğu sağ bek/stoperde geçmiş Corluka sol bekte hayatının en iyi milli maçını oynayacak; 90 dakikayı bir gol/bir asistle tamamlayacak dese acaba inanır mıydı? Biliç, sırf Pranjic’le olan kişisel sorunlarını aşamadığı için sol kanadını iki devşirmeyle kuruyor ve enteresandır maçın en iyisi bu iki adam oluyor! Hatta bu tercih sayesinde Arda (kariyerinde kendisini en çok zorlayan Corluka’yla değil) rahatlıkla alt edebileceği Vida’yla eşleşiyor; ama ne yazık ki bugün Hırvat gazetelerinin umurunda bile olmayacak Biliç’in bu tercihleri!
Hırvatlara yenilebiliriz, sonuçta FIFA sıralamasının 12’ncisi (Arjantin’le kafa kafaya, Fransa’nın üstünde) olan bir milli takıma kaybettik. Bağımsız olduktan sonra sadece 1 Dünya Kupası, bir Avrupa Şampiyonası kaçırmış bir Hırvat ekolüne mağlup olduk. Zaten üçüncü defa play-off oynuyorlar, hepsini geçiyorlar. Ama bize esas koyan Hırvatlar’a yenilmek değil ki, böyle yenilmek... Teknik ekibimiz dün gece herhangi bir yenilgiyi açıklayabilirlerdi, ama yenilginin böylesini açıklamaları sanırım çok zor olacak.
Böyle yenilmemeliydik
12 Kasım 2011 12:35